Minik Pati, yardıma gereksinimi olan evcil hayvanların sahiplendirilmesi düşüncesiyle yapılmıştır. Sokakta da olsa, tehlikelerden uzak biçimde, sağlıklı olarak yaşayabilen hayvanların ilanları sitede yayınlanmaz. İlan sahibi, veteriner, konaklama, aşı parası gibi adlar altında, alıcıdan ücret talep edemez.

Editörün Köşesi

Hayvancıklar


Hürriyet Gazetesindeki 25 Ekim tarihli yazısında, Ege Cansen, uygar ülkelerin sokaklarında, başıboş hayvanların bulunmadığını söylemiş. Eğer uygar olmak istiyorsak, bizler de sokaklardan köpekleri toplamalı ve "hayvancıkları uyutmalıymışız". Bundan sonra birisi hayvancık veya uyutma dediğinde aklıma bu ikiyüzlülük gelecek.

Uyutma sözcüğü, öldürmenin yumuşatılmışı. Hayvancıklar da Cansen’in hayvanlara duyduğu büyük ama sahte sevgisini anlatıyor olmalı. Yazının konusu, sokaklardaki başıboş hayvanların barınaklara alınıp, iki hafta içinde yuvalandırılmazlarsa öldürülmesi üzerine!

Hayvanların değil iki haftada iki ayda bile yuvalanamadıklarını bildiğimize göre, hayvancıklar için tek yol kalıyor: Öldürülmek.

En acısı ise Cansen, bu emri, zalimlik adına değil uygarlık adına veriyor.

Cansen'in hayvancıklarına getirdiği uygarlık bana Bush’un Irak’a götürdüğü demokrasiyi anımsatıyor.

Genel olarak yazıda pek çok yanlış var. Bunlara kısaca değinirsek:

Uygar ülkelerin her yaptığı doğrudur.

Eğer öyle olsaydı bugün dünyanın her yerinde çevre felaketleri yaşıyor olmazdık. Uygar ülkelerin, bilime, sanata, hukuka, hayvan haklarına yaptıkları katkıları öğrenmemiz gerekir. Ancak bunu yaparken, yabancı hayranlığına kapılmadan, kendi doğrularımızı da kendimiz bulmalıyız. Uygar bir ülkede gezip, sokakta başıboş hayvan görmediniz diye "köpekler evde yaşar", ya da "filler hayvanat bahçesinde yaşar" diye genellemelerde bulunamazsınız. Bu ülkelerin çoğunda evler bahçe içindedir ve köpekler bahçelerde özgürce yaşayabilmektedir. Aynı şekilde kediler gönüllü olarak evlerde kalmakta, ancak istediğinde uzaklara gidip geri gelebilmektedir. İnsanların çoğu gerçek hayvanseverdir. Hayvancıkları mecburiyetten uyuttuk, türünden kandırmacaları buralarda kimselere yutturamazsınız.

Ülkemizde ise durum farklıdır. İnsanların çoğu kalabalık evlerde ve apartmanlarda yaşamakta olup evlerinde hayvanlarla yaşamak istememektedirler. Ancak bu, insanımızın hayvanları sevmediği anlamına gelmez. İnsanımız en azından mahallesindeki hayvanın yaşama hakkına saldırmayacak kadar hayvancıkları sevmektedir.

Köpekler, kediler evde yaşar.

Bu bilgi yanlıştır. Köpekler de kediler de evde yaşamaz. Bunu anlamak için derin araştırmalara gerek yok. Köpeklerin ve kedilerin geçirdiği evrim evde yaşamaya yönelik değildir. Köpeklerin iri dişleri, kuru mama yemek için; insandan iki yüz kat daha iyi koku alabilen burunları ise terlikleri koklamak için evrimleşmemiştir.

Cansen, kedilerin tırnaklarını koltukları tırmalamak için kulandıklarını sanabilir ancak kediler onlarla ağaçlara tırmanıp, yerdeki tehlikelerden korunmaktadırlar. Gelişmiş kulakları ise evde radyo dinlemek için değil çevresini daha iyi algılamak için evrimleşmiştir.

"Hayvancıkları uyutan" bir uygarlık olabilir mi?

Batı uygarlığı, hayvanları öldürdüğü için değil, yaşattığı için biz onu örnek alıyoruz. Bundan otuz yıl önce 15 Ekim 1978 yılında, Paris’te Unesco evinde açıklanan ve batı uygarlığının gerçek sesi olan Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 5. ve 11. maddesini anımsayalım:

- Geleneksel olarak insanların çevresinde yaşayan bir türden olan bütün hayvanlar uyumlu bir biçimde türüne özgü yaşam koşulları ve özgürlük içinde yaşama ve üreme hakkına sahiptir.

- Zorunluluk olmaksızın bir hayvanın öldürülmesi yaşama karşı suçtur.


Cansen’in uyutulacak hayvancıkları, gerçek uygarlığın gözünde, türüne özgü yaşam koşulları ve özgürlük içinde yaşama ve üreme hakkına sahip hayvanlardır. Onları uyutmak demek, uygar dünyada yaşama karşı suç işlemek demektir.

Cansen, hayvancıklar diyerek okurlarını uyutabilir ancak hayvanları uyutamayacak.

Onlar, ellerinde hayran oldukları uygarlıkların sahte izin belgeleriyle, ölüm makinelerinin tetiğini çekmek için gün sayarken, biz de gücümüz yettiğince bağıracağız:

- Sokaklar Hayvanlarla Güzel!

Burak Kaya
25/10/2008

Tüm Editörün Köşesi Haberleri