Minik Pati, yardıma gereksinimi olan evcil hayvanların sahiplendirilmesi düşüncesiyle yapılmıştır. Sokakta da olsa, tehlikelerden uzak biçimde, sağlıklı olarak yaşayabilen hayvanların ilanları sitede yayınlanmaz. İlan sahibi, veteriner, konaklama, aşı parası gibi adlar altında, alıcıdan ücret talep edemez.

Pati Dostları

Üsküdar Hayvan Barınağı (07/02/2007)

Sevgili Hayvan Dostları,

Geçtiğimiz hafta Ümraniye’de bulunan Üsküdar Barınağını ziyaret ettik ve barınakta iki buçuk yıldır gönüllü olarak çalışan sevgili Asude Ustaoğlu ile röportaj yaptık. Barınağı gezdik, köpekleri sevdik ve sizler için bol bol fotoğraf çektik. Barınağın geçmişteki halini konuştuk ve fotoğraflarını inceledik, fakat bizler barınağımızın bugünkü hallerini yayınlamayı uygun buluyoruz. Diğer yandan geçmişte yaşadıkları mucizelere yine fotoğraflar ve video görüntüleri ile tanık olduk ki gördüklerimizi anlatmada sözler yetersiz kalır… Bu barınakta tek kelimeyle insanüstü, inanılmaz bir mücadele verildiğini söyleyebiliriz. Bu yüzden bir kez daha sizlerin huzurunda vermiş olduğu destekten ötürü Üsküdar Belediye Başkanı Sayın Mehmet Çakır’a, barınak gönüllüsü Asude Hanım ve kendisine yardım eden herkese tüm hayvanlar adına çok teşekkür ediyoruz.

Kış ne yazık ki barınaklarda daha da şiddetli geçiyor ve barınakta çalışanlar orada yaşayanlar için ellerinden geleni yapmaya çalışıyor. Barınağın en büyük eksiği köpeklerimizin biraz daha özgür kalmalarını sağlayabilecek ama en önemlisi soğuktan koruyabilecek kulübelere olan ihtiyacı. Minik Pati olarak kulübe akımı için bir kampanya başlattık, sizler de bizlere destek olur musunuz?

         

Sizi tanıyabilir miyiz, hayvanlarla iletişiminiz ne zaman başladı?

Üsküdar Barınak gönüllüsüyüm. Kendimi bildim bileli hayvanların bana verdiği karşılıksız sevginin, bir gün onlara ödeyeceğim bir borç olduğunu sokakta baktığım köpeğimin üç yıl önce belediye itlaf ekipleri tarafından öldürüldüğünde anladım. Barınakların varlığından da ne yazık ki o tarihlerde haberim oldu. Sokaklarda ölüm -barınaklarda ölüm- yapılabilecek bir şeyler mutlaka vardır diye düşündüm.

Kaç yıldır gönüllü olarak çalışıyorsunuz? Barınakta gönüllü olmak ne demektir, neler yapıyorsunuz?

İki buçuk yıldır Üsküdar Barınak Gönüllüsüyüm. Bu süre içinde hemen her gün barınaktayım. Barınak gönüllüsü olmak, özellikle bir barınakla tamamıyla ilgileniyorsanız, orada yaşayan hayvanları gözünüzle bile sayabilmek ve tanıyabilmektir. Barınakta olduğumda zaman kavramımı yitiriyorum. Bir barınakta zor koşullarda uğraşırken, hasta hayvanları yaşatabilmek için mücadele ederken “uyutma” dedikleri caniliğe karşıyım ya da yurt dışına hayvan gönderilmesine karşıyım. Benim barınakta olma amacım, hasta, sakat, yavru ve bebeklerin özel ilgiye ihtiyacı oluyor. Bazen doğumuna birkaç gün kalmış bir hamile hayvanın size sığınması, onun sağlıklı doğum yapabilmesi için en uygun koşulları sağlamak, minicik sokak aralarından toplanmış annesiz getirilen küskün yavruları hayata döndürmek, sakat bir hayvanın tedavisi için koşturmak.

 

Ama en önemlisi evinden atılan can dostlarının barınağa getirildiğindeki korkularıyla yüz yüze gelmek. İşte o an ben insanlığımdan utanıyorum. Alıştıkları ortamdan bir an da yüzlerce hayvanın arasına, kokusuna alışmak. Bu satırları okuyan kişilerin, böyle bir hayvanın o anki halini görmesini isterdim. İçimde onu buraya yollayan kişiye olan öfkemi unutup, iyi ki buradayım, iyi ki seni kucağıma aldım, korkma ben varım diyebilmek. İşte bir barınakta gönüllü olmak, bu duyguyu yaşamak demek.

 

Barınakta yaşadığınız sizi en çok üzen ya da sevindiren olay nedir?
Beni en çok çaresizlik üzer, sadece çaresiz kaldığımda ağlarım. Barınağa ilk gelmeye başladığım günlerde o kadar çaresizdim ki, koşullar o kadar kötüydü ki! Bir yanda soğuk taş zemine mahkûm edilen hayvanlar, bir yanda beton zemin de ölen bebekler. Bir dilim ekmek için birbirini parçalayan aç hayvanlar. Tüm maddi, manevi imkânlarımı seferber ettim. Ama bu kesinlikle çözüm değildi. En çok sevindiğim ve gururla barınakta geçirdiğim gün ise, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Gününde Rehabilitasyon Merkezimizin hizmete girmesi, ek binalarımızın açılışının yapıldığı gündür. O gün yaşadığım gururu kelimelerle tarif edemem. Bir hayal, gerçeğe dönmüştü.



Biraz barınağınızdan bahseder misiniz? Barınağınızdaki değişim nasıl oldu? Kaç personelle hizmet veriyorsunuz?
Üsküdar Barınağında bir değişim yaşandıysa ben bunu sadece kendi adıma değil, İstanbul Dohayko STK kimliğim ve Üsküdar Barınak Gönüllüsü kimliğimi birleştirerek yaptım. Ancak bu konuda kendimi çok şanslı addediyorum. Benim yapmak istediklerimi, çalışmalarımı destekleyen bir belediye başkanı ile karşılaştım. Üsküdar Barınağının kötü kaderinin değişmesindeki en büyük pay Üsküdar Belediye Başkanı Sn. Mehmet Çakır ve Başkan yardımcısı Arzu Gür’dür. Benim onlardan aldığım destekle, iki buçuk yılımı geçirdiğim barınak günlüğüm çok dolu. İki buçuk yıl önce, bir personel ve iki yüze yakın hayvan sayısına karşılık, bugün barınağımızda iki Veteriner Hekim, bir sağlık teknikeri, altı yardımcı personelle, beş yüze yakın hayvanımıza en iyi koşullarda bakabilmek için çalışıyoruz.

Kaç gönüllü çalışıyor? Kaç tane kedi-köpek var? Açık kapalı alan ve kulübe sayınız veya barınakta herhangi bir etkinliğiniz oluyor mu?
Üsküdar barınağı yirmi avlulu büyük kafes ve bahçedeki elli hayvanımızı alacak açık alandan oluşmaktadır. Bahçedeki hayvan sayımıza karşılık, kulübe sayımız yeterli değildir. Beş yüze yakın ev ve sokak hayvanımız var. Barınağımız da sadece köpekler barınmaktadır. Kedilerimiz için henüz barındırma yerimiz yok. Veteriner Müdürlüğü binasında kedilerin kısırlaştırma operasyonları yapılmaktadır. Üsküdar Barınağının sürekli gelen başka gönüllüsü yok. Sahiplendirme çalışmalarında destek olan Nesrin Hanımla uyum içinde çalışıyoruz. Üsküdar Belediyesi sokak hayvanlarının kısırlaştırılmasına yönelik yapılan çalışmalarda, Veteriner Müdürü Sıtkı Uçar beyin en büyük destekçisi ve takipçisi de sevgili Ayşe Doğancı’dır. Yakalama ekibimizin kurulması, iyileştirme çalışmaları, rehabilite edilen hayvanlarımız, sokak hayvanları sorunundaki çözümün en önemli kısmıdır. Bahar aylarında Sahiplendirme Şöleni adı altında bir organizasyona hazırlanıyoruz. 4 Ekim’de bizden desteğini esirgemeyen mama bağışlarıyla hayvanlarımızın beslenmesinde büyük katkısı olan Goody mama firmasına da teşekkür ediyor, bağışlarının devamını diliyorum.

 


Sahiplendirme çalışması yaparken nelere dikkat ediyorsunuz?
www.minikpati.com da ve diğer bloglarda sahiplendirme ilanlarımız yer aldığından beri, artık sahiplendireceğimiz hayvanlarımız için arayan pek çok kişi içinden, en uygun olan kişi ya da aileyi seçebilme şansına sahip oldum. Sahiplendirme konusundaki en önemli kriterim, sahiplenmek için gelen kişilerin hayvana ilk yaklaşımı oluyor. Her ne kadar e-maille, telefonla görüşsek de, o ilk yaklaşımdaki tavır, sahiplendirme konusundaki düşüncemi belirliyor. Ben bir can teslim ediyorum. Sahiplenecek kişinin de bu bilinçte ve vicdani sorumlulukta olmasına çok dikkat ediyorum. Kişilerin görüntüsünün sahiplenme kriteri olmadığını bizzat yaşayarak gördüm. Sahiplendirdiğimiz hayvanların takibini özel olarak yapıyorum. Bunun birçok örneği mevcut. Hayvanımızı sahiplenecek kişiden hiçbir maddi talebimiz olmadığı gibi, aşı, ilaç ve klinik hizmeti desteği de yapıyorum. Böylelikle sahiplendirdiğimiz hayvanı sık sık görüp, takibini de sağlamış oluyorum.

Barınağınızın ne gibi ihtiyaçları var?
Barınağımızda kuru ve yaş mama, karma aşı, eski gazete, kullanılmayan eski koltuk, kanepe ihtiyacı (kafeslerdeki hayvanlarımız için) ve en önemlisi bahçedeki hayvanlarımız için kulübelere, özellikle yavrulu annelere ayırdığımız alana koymak için büyük kulübelere ihtiyacımız var. Açık alanda büyüyen yavruların sağlıklı büyümeleri için, bu düzenlemeyi yaptık.

 


Son olarak ne söylemek istersiniz?
Benim çalışmalarım sadece barınakla sınırlı değil. İstanbul Dohayko Bşk Yrd. Olarak tüm Türkiye genelindeki hayvanların yaşam hakkı beni ilgilendiriyor ve takipçisi olmaya çalışıyorum. Ayvalık’taki barınağın içler acısı halinden, 5 YTL verip hayvan yakalatan Belediye Başkanı da beni ilgilendiriyor. Samandıra’da bir özel barınağın tahliyesindeki hayvanların tahliye rezaleti de beni ilgilendiriyor. Hukuki yolları zorluyoruz. Bizler yaşam hakkı savunucularıyız ve daha bilinçliyiz. Mahalle aralarında gizli gizli hayvan besleyen, yüreği hayvan sevgisi ile dolu insanları kazanmak istiyorum. Aramızda yaşayan ve varlığını dahi bilmediğim hayvan korumacılara ulaşmak istiyorum. Böylelikle kısırlaştırıp, aşılayıp, küpeleyip, aldığımız ortama bıraktığımız hayvanların özgürce kontrollü yaşamalarını sağlamak istiyorum, yasa bunu öngörüyor. Hayvan seven, koruyan ve besleyen insanlar belediyelerin itlaf ekiplerini gördüklerinde tepki vereceklerine, korkuyorlar. İnsan öldürmekle hayvan itlaf etmek arasında bir fark yoktur. Şikâyet edenin vatandaşlık hakkı olduğu kadar, koruma amaçlı kendi haklarını ve korudukları hayvan haklarını bilmiyorlar. Korkması gerekenler, yasayı çiğneyenlerdir.

 

Belediyelerin yıllardır süren itlaf zihniyeti yerine, rehabilite edilmiş hayvanların küpeleri ile sokaklarda özgürce yaşamalarını sağlamak, yasanın ön gördüğü kısırlaştırma çalışmalarına belediyeleri teşvik etmek ve denetlemek bütün sokak hayvanlarımız için yapılacak en büyük çalışmadır. Barınaklar, hasta, sakat, bebekler ve ne yazık ki oyuncak gibi pet shoplardan alınıp, sıkılınca sokağa atılan ev hayvanlarımızı barındırmak için olmalıdır. Rehabilitasyon merkezleri kısırlaştırma çalışmaları için şarttır. Biz ve bizim gibi gönüllüler çoğaldıkça, ağzı dili olmayanların da hakkına sahip çıktıkça, sokak hayvanlarımızın sorununa çözüm olacağımızı düşünmekteyim.

Barınağımızın adres bilgisi

Ümraniye Hekimbaşı - Büyükşehir Yol Bakım Ünitesinin altı.
Ümraniye Park Bahçeler Müdürlüğü önündeki tabelalar Barınağımızın yerini göstermekte.

Asude Ustaoğlu Tel: 0 532 570 43 54



Tüm Pati Dostları Yazıları