Minik Pati, yardıma gereksinimi olan evcil hayvanların sahiplendirilmesi düşüncesiyle yapılmıştır. Sokakta da olsa, tehlikelerden uzak biçimde, sağlıklı olarak yaşayabilen hayvanların ilanları sitede yayınlanmaz. İlan sahibi, veteriner, konaklama, aşı parası gibi adlar altında, alıcıdan ücret talep edemez.

Pati Dostları

Tolga Öztorun ve Hayatındaki Patiler (20/05/2009)


Burada yaşayan hayvanların hepsinin ortak özelliği şu an yaşadıkları evde ikinci defa hayata merhaba deme fırsatı bulmuş olmaları.

Tolga Öztorun. 32 yaşında. Bir kongre organizasyon acentesinde Proje Müdürü olarak çalışıyor. Yaklaşık altı senedir Yedikule Hayvan Barınağı’nda gönüllü muhabirlik yapıyor. Bu hafta mucizelerin yaşandığı evin konuğu olduk. Bu keyifli söyleşi için kendilerine teşekkür ederiz...

 



Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Evliyim. Turizmciyim. İki senedir vejetaryen olarak besleniyorum. Bu benim hayat felsefeme en uygun yoldu. Sokak hayvanları konusunda çok uzun süredir elimden geleni yapıyor, onların hayatlarını kolaylaştırmaya çalışıyorum. Şimdilik sürpriz olacak iki güzel proje ile ilgili çalışmalarım devam ediyor.

Hayatınızdaki hayvanlardan biraz bahseder misiniz?

Eh en zor soru bu oldu. Biraz kalabalık bir aileyiz biz. Hayatımızdan geçenleri hiç saymayayım, uzun olur.

Yağmur: 11 Yaşında, son 5 senedir bizimle birlikte yaşıyor. Ailesi doğum yapacağı için Yedikule Hayvan Barınağı’na terk edilmiş bir kız çocuğu. Şimdi son derece uyumlu! Belki de yaşlı diye insanların almak istemeyeceği bir köpeğin yeni yaşamında ne kadar mutlu olabileceğinin örneği o.

Edrettin: Tahminen 3 yaşında. İlk sahipleri tarafından “Hemen geri geleceğiz” diyerek bir kliniğe terk edilmiş bir iyilik meleği. Üç ay sonra sahiplendiriliyor. Sahiplenen ikinci aile tarafından sokağa atılıyor. Göz ve kulak enfeksiyonu, ileri derece mantar, akciğer solunum sorunları ile geri geliyor. Ölmek üzereyken bizim aileye dahil oldu. İki senedir evimizin mutluluk perisi.
 



Hayat: 1,5 yaşlarında, geçirdiği bir trafik kazası sonucu arka iki bacağını kaybetmiş siyah beyaz dünya güzeli bir kedi. Bu halde yaşamaz, kimse bakmaz gibi sebepler ile uyutma (ki bu sözden nefret eder oldum. “Uyutma” denilen şey acımasızca yaşama hakkının elinden alınmasıdır) kararı alınıyor. Haydi hop bizim aileye dahil oldu. Şu anda iki bacağı ile merdivenleri iniyor, koşuyor, top oynuyor. Diğerlerinden hiç bir eksiği yok. O bizim evin en güzelidir.

Miu ve Piu Kardeşler: Şu an oturduğumuz eve taşındığımızda yan evdekilerin taşınırken bırakıp gittiği iki tekir kardeş. Son derece uyumlular ancak halen onları bırakan ailelerini bekliyorlar. Bizim kedi villalarının esaslı sakinleridir.

Top Kuyruk Hanım: 8 – 10 aylık tekir cinsi bir kız. Üst solunum yolları enfeksiyonu ile bize geldi. Şimdi turp gibi. Kapının önündeki kedi villalarımızda hayatını yaşıyor.

4 tane de su kaplumbağamız var. Zamanında heves ile alınmış ve sonra istenmeyen dört Ninja kaplumbağa. Umarım bu yaz onlar için uygun bir göl buluruz.
 



Ve yeniden Dost: Dost’un gidişinin arkasından kurt köpeği dönemini sonsuza kadar kapadığımıza inanıyordum ama doğru değilmiş. Yine bir Dost geldi bizi buldu. İsmini biz koymadık, gerçekten Dost’muş ismi. 13 yaşında. Yaşlandığı, gözleri iyi görmediği, kulakları iyi duymadığı ve şekiller bozulduğu için çöp gibi İBB Hasdal Barınağına atılmış. O yaşta ve bakıma bu kadar muhtaç bir hayvana sırtımızı dönemedik. Bize güzel anılar yaşatıyor. Hatta Dost’un isim madalyonu bile yeni Dost’un boynunda artık. Umarım son senelerini bizimle mutlu yaşar.

Yedikule Hayvan Barınağı gönüllüsünüz, barınakta gönüllü olmak nedir, biraz anlatır mısınız? Neler yapıyorsunuz?

Bir barınakta gönüllü olmak her gün gitmeyi gerektirmiyor. Mesleğim bana bunu öğretti. Keşke çalışmak zorunda olmasam ve her gün Yedikule’me gidebilsem! Ama isteyen herkesin yapabileceği bir şeyler var. Ben web sayfasına yardımcı oluyorum. Üç senedir ünlülerle röportaj yaparak insanların ilgisini barınağa çekmeye çalışıyorum. Basın işleri ile ilgileniyorum, dönem dönem kampanyalar yaratıyoruz. Her şeyi mamaya döndürebilmek için çabalıyoruz. Ancak barınağımızın hem kalbi hem beyni Meral Olcay’dır.


Evinizdeki iki bacaklı kedi (Hayat)‘ın hikâyesi nedir?

Bu kış bir trafik kazası geçirmiş ve üç gününü sokakta yaralı vaziyette geçirmiş. Sonra bir hayvansever kendisini fark etmiş ve onu sırayla altı farklı kliniğe götürmüş. Kimse ona yaşama şansı tanımamış. En sonunda biz alırız dedik ve bir aylık bir nekahet süresinden sonra dikişleri alınınca bize geldi. İlk günler çok zorlu geçti. Yani arka iki bacağı olmayan bir kedinin bu kalabalığa ayak uydurması kolay olmadı. Pansumanlar çok zor oldu. Ancak şimdi her şey yolunda! İyi ki bizim bir parçamız oldu. Onu çok seviyoruz.
 



İkinci bir Dost var artık hayatınızda, Dost ailenize nasıl katıldı?

Dost’un gidişi bizi çok derinden yaralamıştı. Bir daha o ismi duymaya, aynı türden bir köpekle iletişime geçmeye hiç gücüm olmadı. Evimizde eşyaları hala duruyor. Bir gün facebook’ta bir ilan gördük. 13 yaşında ve evinden atılmıştı. Bize ihtiyacı olduğu çok açıktı. Üç gün kendimizle hesaplaştık ve o kazandı. Henüz adaptasyon süreci içinde, umarım başarı ile tamamlayacağız. Şimdi onu evinden atanların üzülme zamanı.

Dost ve Yağmur’un evdeki kedilerle arası nasıl? Kıskançlıklar yaşanıyor mu?

Çok enteresan ama bizim evimizde iki günden fazla kıskançlık krizi yaşanmıyor. Herkes hemen uyum içine giriyor. Başka bir şansları da yok çünkü hepsi birbirleri gibi hayat hikâyelerine sahipler. Bakıma muhtaçlar ve bizsiz yaşamaları çok zor. Kim bilir belki de kendi aralarında bunu konuşuyorlardır diye güldüğümüz oluyor.

Evdeki hiyerarşi nasıl, sizlerin de içerisinde olduğu bir liste yapmanızı istesek cevabınız ne olurdu?

Hiyerarşinin en altında biz varız. En üstünde Yağmur var. Son derece baskın bir karakter! En ufak tefek olmasına rağmen Yağmur ne isterse o oluyor.
 


İstediği yerde uyur, istediğini yer ve o isterse kucağınıza gelir. Aksini düşünmek bile zor bu evde. Kraliçe Yağmur’dur.

Hayvanlarla ilgili unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?

Çocukluğumdan bu yana hep hayvanlar ile beraberdim ancak en unutamadığım anı Dost’un gidişi galiba… Dile kolay bizim dostluğumuz ben 15 yaşındayken başladı ve 30 yaşıma geldiğimde sona erdi. Ömrümün yarısını paylaştım ben onunla. Belki de birçok hayvana yardım etme güdümü Dost tetikledi.

Bunu anlatıp kimseyi üzmek istemiyorum ancak iki seneyi geçmesine rağmen gözümün bebeğini hala özlüyorum. Kokusunu duyuyorum bazen yanı başımda. Keşke ayrılıklar hiç olmasa, ama hayat böyle. Hiç bir hayvan Dost’umun yerini dolduramaz.
 


Yolumuz çok uzun… Durmak, üzülmek için vaktimiz ve lüksümüz yok. Hep “bir sonraki” için yola devam etmek zorundayız. Bu bizlerin yaşam tarzı!

Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?

Sevgili Hacer, www.minikpati.com da konuk olmak bizim aile için onur verici oldu. Sürekli siteyi takip halindeyiz. Minik Pati sayesinde birçok ev arayan bebeğimize yuva bulduk. Sonsuz teşekkürler. Siteniz yansız ve sadece hayvan refahı için hizmet veriyor. Umarım bu güzelliği hep korursunuz. Tüm ekibe başarılar dilerim.
 



Tüm Pati Dostları Yazıları