Minik Pati, yardıma gereksinimi olan evcil hayvanların sahiplendirilmesi düşüncesiyle yapılmıştır. Sokakta da olsa, tehlikelerden uzak biçimde, sağlıklı olarak yaşayabilen hayvanların ilanları sitede yayınlanmaz. İlan sahibi, veteriner, konaklama, aşı parası gibi adlar altında, alıcıdan ücret talep edemez.

Pati Dostları

Sarman Kitapçı ve R. Gülşen Tatlısumak (22/10/2007)


Sarman Kitapçı Kalamış’ta küçük ama sıcacık, sevgi dolu bir kitapçı dükkânı. Sahibi Gülşen Hanım ise tam bir Sarman kedi sevdalısı. Öyle ki iş yerine adını verecek kadar çok seviyor Sarman kedileri.

Burası bildiğiniz sıradan kitapçılardan çok farklı. İçerisinde her kitapçıda olan ürünlerin yanı sıra kedilerle ilgili özel bir bölüm var. Kedi öykülerinden, kedili bardaklara, takılara, mutfak araç gereçlerine, kedili yapbozlara, kedili film ve kedili kartpostallara aradığınız her şeyi burada bulmanız mümkün...





Gülşen Hanım sizi biraz tanıyabilir miyiz?

1991 yılında İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Eğitim Bölümü İngilizce öğretmenliğinden mezun oldum. Daha sonra çeşitli işlerde çalıştım, anne olduktan sonra iş hayatına ara verdim. Kedi sevgisi hep vardı içimde. Sanırım 5–6 yaşlarımda başlıyor. Üniversite yıllarında evimizde babamın kanaryalarına rağmen güzel bir sokak kedimiz vardı. Onun hayatımdan çıkışıyla uzun yıllar kedi sevemez, hatta elimi bile süremez oldum, ta ki geçen yıla kadar. Yeniden bir aşk başladı diyebilirim. Şu anda evimde baktığım kedim yok, keza benim bütün günüm dükkânda geçiyor. Kedimin canı çok sıkılırdı, ona kıyamadığım için eve kedi almıyorum. On iki yaşında bir oğlum var, o daha çok köpekleri seviyor, sürekli köpek alalım diye ısrar ediyor, ama kedici bir annesi var.


Sarman Kitapçı adı nereden çıktı?

Sarman Kitapçı adı benim kedilere duyduğum sevgiden çıktı, özellikle Sarmanlara bayıldığım için. İçimden geldiği gibi ismini "Sarman Kitapçı" koydum. Aslında müşterilerim kedimin adını dükkânıma koyduğumu düşünüyorlar ama öyle olmadı.




Sarman Kitapçıdan biraz bahseder misiniz?

2006 yılında sevdiğim işi yapmalıyım felsefesinden hareketle kitapçı dükkânı açmaya karar verdim ve 2006 Nisan ayından beri burayı işletiyorum. Dükkânın içinde Türk ve Dünya edebiyatında kediler üzerine çıkmış kitapların bir araya getirdiği bir bölüm oluşturdum, kısa süre içinde ilgi gördü. Bu kitapları incelemek isteyen okuyucular olursa www.sarmankitapci.com adresinden daha detaylı bilgiye sahip olabilirler.

Sonraları bu kedi sevgi edebiyatın dışına taşındı ve kedilere dair ürünler de bulundurmaya başladım. Kedi figürlü takılar, bardaklar, tabaklar, fincanlar, havlular, tutacaklar, pike takımları, mutfak önlükleri, seramik çerçeveler, duvar panoları ve çeşitli objeler.



Kedi severler de beni zaman içinde öğrenmeye başladılar ve kedili ürünleri hem kendilerine hem de arkadaşlarına hediye almaya başladılar. Zaman içinde kedili ürünleri daha da zenginleştireceğimi ümit ediyorum. Böylece kedi konulu bir kitapçı dükkânı olma yolunda ilerliyoruz. İlerliyoruz diyorum, aslında dükkânda tek çalışıyorum, bazen yardıma gelen arkadaşlarım oluyor, onun dışında aslında kediler benim ekibim. Onlar dükkânımın her şeyi, neşeleri, sevgi topları, iyi ki varlar.

Sarman Kitapçının kedilerini anlatır mısınız?

Ben dükkânı açtım, yaklaşık üç ay sonra mahallenin sarman annesi yedi yavru doğurdu. Yavru sayısı çok olduğu için mahallenin kedi severleri ihtimam gösterdiler ve tüm yavrulara ve anneye sahip çıktılar. Güzel bir dayanışmayla tüm yavruları yaşattık, içlerinden biri benim en sevdiğim yavruydu. Zaman zaman dükkâna getirip seviyordum, ama çok korkuyor, annesini arıyordu. Kıyamayıp tekrar annesinin yanına bırakıyordum. Sonra büyüdüler, ayaklandılar, bahçelerde oynamaya başladılar. Benim en sevdiğim yavru bir cumartesi sabahı dükkâna, bana geldi. Küçük bir misafirim vardı, onu en güzel şekilde ağırladım, sevdim, öptüm, doyurdum, sonra gitti. Bu gidiş gelişler devam etti. Kış geldi, havalar soğudu, artık gitmek istemiyordu. Ona bir sepet aldım, dükkânda uyumaya başladı. Sonra annesiz bir başka yavru çıktı, ona da bizim yavruların annesi annelik yaptı. Emzirdi, büyüttü, o da gelip karnını doyurmaya başladı. Jet hızıyla dükkâna giriyor, mamaların durduğu yerde karnını doyurup tekrar jet hızıyla çıkıyordu. Böylece iki güzel sarman dükkâna gider gelir olmuşlardı. Ben önceleri dükkânda hem de küçük bir dükkânda kitapların arasında iki kedi nasıl yaşar, diye düşünürken onlar sorunsuz yaşamayı beceriyorlardı. O zaman yapılacak tek şey vardı, sevgiyle kabullenmek. İkinci annesiz yavru çok yabaniydi, kendisini sevdirmiyordu, hatta kıhhhh yapıp kendini korumaya çalışıyordu. Sonra bir gün ortadan kayboldu, üç gün ses seda çıkmadı. Onu aramadığım bahçe kalmadı, derken bir cumartesi sabahı yan bahçede bulduk. Meğer bir önceki akşam asıl kedim Pisican, onu komşulardan birine göstermiş. Ya araba çarpmıştı ya da ağaçtan düşmüştü, bu kısmı hep muamma kaldı, kalçası kırıktı. Bahariye veteriner kliniğinin sahibi Aytaç Bey sağ olsun çok ilgilendi. Ameliyatsız, ilaç ve kafes tedavisiyle 1–1,5 ay içinde iyileştirdik. Tabii kafesi hemen yanıma koydum dükkânda. Tüm gün konuştum, sevdim, hırçınlıkları azaldı. Sevgiyi, paylaşımı, güvenmeyi, teslimiyeti öğrendi ve bana da öğretti, üstat edasıyla beni de eğitti.

Şimdilerde ikisi de çok iyi, Aytaç Bey'in asistanı ona "Kimyon" ismini taktı, biz de benimsedik, ama kedimiz benimsemedi. Kedimiz maalesef hiçbir ismi benimsemiyor. Adsızlığı tercih ediyor, canı sağ olsun, ne diyelim.




Müşterilerinizin kedilere genel olarak yaklaşımı nasıl?

Müşterilerim, özellikle de çocuklar kedilere bayılıyorlar. Onları sevmek için gelenler de var. Korkanlar olduğu zaman kediler temiz havada gezintiye çıkıyorlar ama şunu söylemeliyim ki kediler kim tarafından sevildiklerini çok iyi biliyorlar, hemen ayaklarının dibine yatıyorlar. Kimyon zaten kucağa çıkmayı bilmiyor, en büyük sevgi gösterisi bacaklara deliler gibi sürünüp sizi yürütmemesi. Pisican ise dükkândaki yeşil koltuğa oturan müşterinin kucağına atlayıp, bir güzel yerleşiyor, almayı planladığı sevgiyi sonuna kadar hücrelerine yerleştiriyor, dünyanın en mutlu kedisi görüntüsünü kimseye kaptırmıyor inanın.


Kitapçı dükkânında özellikle hediyelik eşyalar da varsa kedilerle bir
arada olmak zor mudur?


Buradan kedilerime teşekkür ederim, çünkü dükkânda hiçbir şeyi kırıp dökmediler. Gayet efendi, kurallara uygun yaşıyorlar. İlk geldiklerinde onlarla bir konuşma yaptım, “burada kalmayı tercih ediyorsanız adam gibi, efendi yaşayın” demiştim, sanırım duymuşlar.

Tek sıkıntı ikisinin de erkek oluşu, büyüdükçe Pisican, Kimyon’u dövmeyi, dükkândan çıkarmayı bir güç gösterisine dönüştürmeye başladı. Fakat bu davranışını her tekrarlayışında dükkândan çıkartılan o oluyor. Umarım bu işleyişi en kısa zamanda öğrenir ve daha huzurlu, birlikte kardeşçe yaşamayı başarır. Aslında bu dileğim sadece Pisican ve Kimyon için değil, hepimiz için.


Biraz da kitaplardan bahsedelim. Bize neleri tavsiye edersiniz?

Bu yılki Nobel Ödülünü alan Doris Lessing'in “Kedilere Dair" isimli kitabı 2004 yılında Metis kitap tarafından Türkçeye kazandırılmış. Kedi severlere duyurulur. Kitabın arka kapağından bir alıntı yapmak istiyorum fikir vermesi açısından. "Ah kedi; derdim, daha doğrusu tapınırdım: Güzeeeel kedi! Nefis kedi! Zarif kedi! İpek kedi! Tüylü baykuş gibi yumuşacık kedi, kelebek patili kedi, süslü kedi, inanılmaz kedi! Kedi, kedi, kedi, kedi."

Burada en çok satılan kitaplardan kısaca bahsetmek gerekirse;

Oğlak yayından çıkmış "Aşkımız Kedi". Bu kitapta birçok ünlünün kediler için söylediği sözler var. Ben de sizin için Orhan Veli'nin dizelerini seçtim.

KUYRUKLU ŞİİR

Uyuşamayız, yollarımız ayrı;
Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi;
Senin yiyeceğin kalaylı kapta;
Benimki aslan ağzında;
Sen aşk rüyası görürsün, ben kemik

Ama seninki de kolay değil; kardeşim;
Kolay değil hani,
Böyle kuyruk sallamak tanrının günü.


CEVAP

Ciğercinin kedisinden sokak kedisine

Açlıktan bahsediyorsun;
Demek ki sen komünistsin.
Demek bütün binaları yakan sensin.
İstanbul'dakileri sen,
Ankara'dakileri sen.....

Sen ne domuzsun, sen!



1993 YUNUS NADİ roman ödülünü alan Oya Baydar'ın "Kedi Mektupları" var. Bu kitapla ilgili şu söz benim her zaman çok hoşuma gitmiştir. “Kedi Mektupları’nı okuyan hiçbir insan artık kedilere eski gözle bakamayacak; Kedi Mektupları’nı okuyan hiçbir kedi, insanları artık eskisi gibi göremeyecek.”

Diğer bir kitapta Arıon yayınevinden çıkmış "En Güzel Kedi Hikâyeleri". Bu kitabın içinde Emile Zola'dan Sylvia Townsend Warner'a kadar 21 edebiyatçının 21 öyküsü var. Güzel bir antoloji olduğunu düşünüyorum.

Çocukların tercih ettiği üç kitaptan birincisi, Gülsüm Cengiz'in, Say yayınlarından çıkmış "Sarman'ın Serüvenleri”

İkincisi, Can Çocuktan çıkan "Martıya Uçmayı Öğreten Kedi". Birbirinden çok farklı iki canlının bir arada yaşamasının, birbirini sevmesinin öyküsü. Şili'li yazar Luis Sepulveda'nın bu kitabı bence keyifle okunacak güzel bir kitap.

Üçüncü kitapta +1 yayından çıkan Nero Carleone, “Sicilyalı Bir Kedinin Öyküsü", kitaptaki çizimler mutlaka görülmeli derim.


Son olarak neler söylemek istersiniz?

Bugüne kadar kedilerle herhangi bir şekilde yolu kesişmemiş herkese, kedilerle güzel bir yolculuk diliyorum, çok şeyi kaçırdıklarını fark edecekler, mutlaka tecrübe edilmesi gereken bir sevgi. Size kedili günler diliyorum.




Bizler de bu keyifli söyleşi için sizlere teşekkür eder, kedili güzel günler dileriz.

Sarman Kitapçının adresi:

Fener Kalamış Caddesi No: 38/A Kalamış - Kadıköy - İstanbul
Telefon: 0216 450 69 00


Tüm Pati Dostları Yazıları