Minik Pati, yardıma gereksinimi olan evcil hayvanların sahiplendirilmesi düşüncesiyle yapılmıştır. Sokakta da olsa, tehlikelerden uzak biçimde, sağlıklı olarak yaşayabilen hayvanların ilanları sitede yayınlanmaz. İlan sahibi, veteriner, konaklama, aşı parası gibi adlar altında, alıcıdan ücret talep edemez.
Pati Dostları
Ayhan Ege ve Hayatındaki Patiler (16/07/2007)
- Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
24 yaşındayım, muhasebe işleri ile uğraşıyorum. Kendimi bildim bileli hayvanların içindeyim, onlarla büyüdüm sayılır. Hatta ben çok küçükken bakıcılığımı dişi bir alman kurdunun yaptığını söylerdi annem.
- Hayvan sevginiz nasıl başladı?
Bebekliğimden itibaren hayvanların arasındayım, onlarla birlikte büyüdüm. Şimdi de hayvanlarım var ve onlarla birlikte yaşıyorum. Ömrüm boyunca böyle gider inşallah.
- Evinizdeki hayvanlarınızdan biraz bahseder misiniz?
Annemlerle birlikte yaşadığım evde 9 yaşında erkek bir Daschund cinsi köpeğim var. Adı Mayki, kendisini ufacık bir yavruyken sokakta buldum, ölmek üzereydi. Neyse ki iyileştirdik ve can dostumuz oldu. Onun dışında, iş yerinin bahçesinde beslediğim sokak köpekleri ve kediler var. Toplamda altı tane köpek ve her gün sayısı değişen kediler.
Şimdilerde ufacık bir kedi yavrusunu da sahiplenmiş durumdayım. Şu anda halamların evinde kalıyor. İşim gereği hafta içi halamların yanında kaldığım için küçük kedim de şu anda onların yanında. Aslında çok ilginç bir hikâyesi var ufaklığın.
- Nedir bu ilginç hikâye, bize de anlatır mısınız?
Sanırım Haziran ayının başlarındaydı. Haftanın ilk günü Pazartesi sabah sürprizi! Bir önceki Cuma günü işyerini kapatırken sanıyorum camı açık unutmuşuz. Ya bir anne kedi ya da yavrulardan bıkan bir kişi, camın içinden bu yavruyu masamın altına bırakmış. Gözleri yarı açık, yarı kapalı, tam bir pire torbası!
Bu kadar ufak bir kedi yavrusunda, nasıl bu kadar çok pire ve kene olur diye şok geçirmiştik. Mesaimizin bitmesiyle veterinere gittik. Veterinerimiz hemen pireler için sprey sıktı ve iç parazit hapının yanı sıra göz damlası ve vitamin verdi. Daha önce hiç bu kadar ufak bir yavruya bakmak zorunda kalmamıştım. Ona nasıl bakacağımı bilmiyordum. Neyse ki etrafımda oldukça fazla kedi bakımından anlayan arkadaşım var. Hepsinin kafasını bayağı bir şişirdim o dönem. Gecenin bir yarısı aradığım insanlar dahi olmuştu, sağ olsunlar hepsi sıkılmadan bana yardımcı oldular.
Veterinerden döndükten sonra önce evin balkonunu ona tahsis ettim. Yerlere gazete kâğıtları serdim, bir de ufak kutu buldum. Bir şırınga aldım ve su, süt, pirinç unu, şeker karışımı bir şey hazırladım. Gıdım gıdım zar zor ağzından aşağı boşaltıyordum.
Yalnız bir tuhaflık vardı, ufaklık hiç tuvaletini yapmıyordu. Arkadaşlarımla görüştüğümde yöntemi öğrendim ve anlattıklarını uygulamaya koyuldum. Poposunu hafifçe pamukla silerek (bir anlamda masaj yaparak) tuvaletini yapmasını sağladım.
Bir minik yavru hayata dönsün diye nelere katlanıyordum… Ama iki günde çok alıştım bu ufaklığa. Şu an yaklaşık bir aylık oldu. Formuna kavuştu, ısırmaya hatta tırmalamaya başladı. İsmini Boncuk koyduk. Dişi olduğunu sanıyordum, fakat sonra erkek olduğunu öğrendik. Bazı geceler gelip yanımda yatıyor, yastığıma kafasını koyup insan taklidi yapıyor. Onunla çok eğleniyoruz.
- Sahipsiz sokak hayvanları için herhangi bir çalışmanız var mı?
Etrafımdaki başıboş sokak köpeklerinin barınakta kısırlaşmasını sağlayabiliyorum, o kadar.
- Sizce sokak hayvanları için en kalıcı çözüm ne olabilir?
Hızlı bir şekilde kısırlaştırılmaları şu an için görünen en kalıcı ve pratik çözüm olur diye düşünüyorum.
- Olmaz ya! hadi oldu diyelim, size bir imkân sunuldu ve bir kaç günlüğüne istediğiniz bir hayvan olma şansı tanındı, hangisi olmak isterdiniz. Neden?
Aslında hiç bir hayvan olmak istemezdim, çünkü hepsinin doğadaki kaderi aynı. Köpek olsam belediyeden, kedi olsam köpeklerden kaçmak zorunda kalacağım. Ceylan olsam aslanlar, kuş olsam sınırsız avcı peşime düşecek…
Sanırım ya piranha ya da köpek balığı olurdum.
- Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?
Bu keyifli sohbet için sizlere çok teşekkür ederim. Sağlıcakla, dostlarınızla mutlu ve mesut ömürler dilerim herkese…
24 yaşındayım, muhasebe işleri ile uğraşıyorum. Kendimi bildim bileli hayvanların içindeyim, onlarla büyüdüm sayılır. Hatta ben çok küçükken bakıcılığımı dişi bir alman kurdunun yaptığını söylerdi annem.
- Hayvan sevginiz nasıl başladı?
Bebekliğimden itibaren hayvanların arasındayım, onlarla birlikte büyüdüm. Şimdi de hayvanlarım var ve onlarla birlikte yaşıyorum. Ömrüm boyunca böyle gider inşallah.
- Evinizdeki hayvanlarınızdan biraz bahseder misiniz?
Annemlerle birlikte yaşadığım evde 9 yaşında erkek bir Daschund cinsi köpeğim var. Adı Mayki, kendisini ufacık bir yavruyken sokakta buldum, ölmek üzereydi. Neyse ki iyileştirdik ve can dostumuz oldu. Onun dışında, iş yerinin bahçesinde beslediğim sokak köpekleri ve kediler var. Toplamda altı tane köpek ve her gün sayısı değişen kediler.
Şimdilerde ufacık bir kedi yavrusunu da sahiplenmiş durumdayım. Şu anda halamların evinde kalıyor. İşim gereği hafta içi halamların yanında kaldığım için küçük kedim de şu anda onların yanında. Aslında çok ilginç bir hikâyesi var ufaklığın.
- Nedir bu ilginç hikâye, bize de anlatır mısınız?
Sanırım Haziran ayının başlarındaydı. Haftanın ilk günü Pazartesi sabah sürprizi! Bir önceki Cuma günü işyerini kapatırken sanıyorum camı açık unutmuşuz. Ya bir anne kedi ya da yavrulardan bıkan bir kişi, camın içinden bu yavruyu masamın altına bırakmış. Gözleri yarı açık, yarı kapalı, tam bir pire torbası!
Bu kadar ufak bir kedi yavrusunda, nasıl bu kadar çok pire ve kene olur diye şok geçirmiştik. Mesaimizin bitmesiyle veterinere gittik. Veterinerimiz hemen pireler için sprey sıktı ve iç parazit hapının yanı sıra göz damlası ve vitamin verdi. Daha önce hiç bu kadar ufak bir yavruya bakmak zorunda kalmamıştım. Ona nasıl bakacağımı bilmiyordum. Neyse ki etrafımda oldukça fazla kedi bakımından anlayan arkadaşım var. Hepsinin kafasını bayağı bir şişirdim o dönem. Gecenin bir yarısı aradığım insanlar dahi olmuştu, sağ olsunlar hepsi sıkılmadan bana yardımcı oldular.
Veterinerden döndükten sonra önce evin balkonunu ona tahsis ettim. Yerlere gazete kâğıtları serdim, bir de ufak kutu buldum. Bir şırınga aldım ve su, süt, pirinç unu, şeker karışımı bir şey hazırladım. Gıdım gıdım zar zor ağzından aşağı boşaltıyordum.
Yalnız bir tuhaflık vardı, ufaklık hiç tuvaletini yapmıyordu. Arkadaşlarımla görüştüğümde yöntemi öğrendim ve anlattıklarını uygulamaya koyuldum. Poposunu hafifçe pamukla silerek (bir anlamda masaj yaparak) tuvaletini yapmasını sağladım.
Bir minik yavru hayata dönsün diye nelere katlanıyordum… Ama iki günde çok alıştım bu ufaklığa. Şu an yaklaşık bir aylık oldu. Formuna kavuştu, ısırmaya hatta tırmalamaya başladı. İsmini Boncuk koyduk. Dişi olduğunu sanıyordum, fakat sonra erkek olduğunu öğrendik. Bazı geceler gelip yanımda yatıyor, yastığıma kafasını koyup insan taklidi yapıyor. Onunla çok eğleniyoruz.
- Sahipsiz sokak hayvanları için herhangi bir çalışmanız var mı?
Etrafımdaki başıboş sokak köpeklerinin barınakta kısırlaşmasını sağlayabiliyorum, o kadar.
- Sizce sokak hayvanları için en kalıcı çözüm ne olabilir?
Hızlı bir şekilde kısırlaştırılmaları şu an için görünen en kalıcı ve pratik çözüm olur diye düşünüyorum.
- Olmaz ya! hadi oldu diyelim, size bir imkân sunuldu ve bir kaç günlüğüne istediğiniz bir hayvan olma şansı tanındı, hangisi olmak isterdiniz. Neden?
Aslında hiç bir hayvan olmak istemezdim, çünkü hepsinin doğadaki kaderi aynı. Köpek olsam belediyeden, kedi olsam köpeklerden kaçmak zorunda kalacağım. Ceylan olsam aslanlar, kuş olsam sınırsız avcı peşime düşecek…
Sanırım ya piranha ya da köpek balığı olurdum.
- Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?
Bu keyifli sohbet için sizlere çok teşekkür ederim. Sağlıcakla, dostlarınızla mutlu ve mesut ömürler dilerim herkese…
Tüm Pati Dostları Yazıları
- Mutlu Köpek Oteli
- Badik...
- Tolga Öztorun ve Hayatındaki Patiler
- Bengi Berk Babanoğlu ve Ailesi
- Okan Törün ve Terapi Köpeği Daisy
- Sultan Gülyar ve Büyükada Barınağı
- Damla Ayhan ve Hayatındaki Patiler
- Yedikule Hayvan Barınağı ve Meral OLCAY
- Bade Erguvan ve Fatih Camisi Kedileri
- Özgün Öztürk ve Yaşam Hakkına Saygı
- Büyükada Barınağı ve Özün Kanbay
- Nilgün Engin Ün ve Ailesi
- Tuzla Rehabilitasyon Merkezi
- Oskar ve Ailesi...
- Vahşi Doğa Fotoğrafçısı Süha Derbent
- Golden Retriever Sahiplerinin Pikniğinde
- Nilgün Bayram ve Hayatındaki Patiler
- İlknur Saraç ve Hayatındaki Patiler
- Atatürk ve Hayvan Sevgisi
- Sarman Kitapçı ve R. Gülşen Tatlısumak
- Pozitif Köpek Eğitmeni - Neşe Öztürk
- Nurcan Sürer ve Hayatındaki Patiler
- Eda Çakmak ve Patiş
- Hülya Yenidoğan ve Hayatındaki Patiler
- Ayhan Ege ve Hayatındaki Patiler
- Veteriner Hekim N.Gürkan Gülanber
- Kuaför Nevin Hanım ve Kedileri
- Pınar Erkum, Kedileri ve Alerji Üzerine
- Selma Yıldırım ve Köpekleri
- Merve Ezen ve Minnoş
- Çiğdem Demirci ve Beyaz’ın Hikâyesi
- İlker Bey ve Ailesi
- Filiz Seeborg, ikiz bebekleri ve kediler
- Ankara'lı Hayvan Severler
- Çakıl Hamile Koçluğu Yapıyor
- Ela, Müslüm ve Gümüş
- Deniz ve Miço
- Hamilelik ve Toksoplazma/Dr.Alper Mumcu
- Üsküdar Hayvan Barınağı
- Pati Dostu Hamile Anneler -II-
- Pati Dostu Hamile Anneler -I-
- Baran Kaya, Çakıl ve Komşuları
- Begüm Özbek ve Patileri
- Bandit ve Ailesi
- Bu bayram bir can bağışlayın...
- Özgür Kıbrıs ve Memiş
- Sema Özpekmezci ve Köpeği Badik
- Oya Önder ve Hayatındaki Patiler