Minik Pati, yardıma gereksinimi olan evcil hayvanların sahiplendirilmesi düşüncesiyle yapılmıştır. Sokakta da olsa, tehlikelerden uzak biçimde, sağlıklı olarak yaşayabilen hayvanların ilanları sitede yayınlanmaz. İlan sahibi, veteriner, konaklama, aşı parası gibi adlar altında, alıcıdan ücret talep edemez.
Pati Dostları
Merve Ezen ve Minnoş (04/05/2007)
Bu haftaki konuğumuz 14 yaşındaki Merve Ezen. Minik Pati 2007 “Sokaklar Hayvanlarla Güzel” fotoğraf yarışmasının Jüri Özel ödülünü kazanan Merve Ezen ile hayvanlarla ilgili güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Bakalım gençlerimizin hayvanlara yaklaşımı ve bizden beklentileri neler?
Kendinizi biraz tanıtır mısınız?
14 yaşındayım, İstanbulluyum, Beşiktaş Gazi Mustafa Kemal İ.Ö.O. orta sona
gidiyorum. Doğa fotoğrafçısı ya da gazeteci olmak istiyorum. Minnoş adında dünya güzeli bir kedim var.
Ne zamandır hayvanlarla birliktesiniz?
Ben annemin karnından beri hayvanlarla birlikteyim ve ömrümün sonuna kadar
böyle olacağım.
Minnoş ile tanışma hikâyenizi anlatır mısınız?
2006 Temmuz ayı ortalarıydı. Birkaç apartman yanımızda, tuğlalar arasında bir kedi doğum yapmış diye duyduk, bir gün babamla iş çıkışı gidip baktık. Ne görelim! İki tane bıcırık, yürümeyi de öğrenmişler yamuk yumuk. Anneleri ilginç bir şekilde bize kendisini sevdirmeye uğraşıyordu, anneye yakından bakınca çok şaşırdım. İki yıl evvel felç nedeniyle uyutulan Minnoş oğlumun annesiydi bu. Demek ki bu yavrular Minnoş oğlumun kardeşleriymiş. Bir tanesine o kadar kanım ısındı ki benim olsun, eve götüreyim, ömrünün sonuna kadar benimle olsun istedim. Melek oğlumdan hatıra, adını da o yüzden Minnoş koydum. Babam da çok sevdi onu ve bir tarih belirledik. Minnoş kızımı 45 günlükken annesinin yanından aldık. İlk önce veterinerimize gittik pire damlası ve ilk aşılarımızı olduk, sonra evimize geldik. Annem ve kardeşim görünce çok şaşırdılar, Minnoş ta öyle tabi. Niye Minnoşu daha annesini emerken ayırdın diye sorarsanız, ertesi gün Bodruma 1,5 aylığına tatile gidecektik. Tatilden dönüşte almak istesem bulamazdım, o zamana kadar büyür, ayaklanır giderdi. Ama kızıma annesinin yokluğunu hiç hissettirmedim. Annesinden ve kardeşinden çok özür diledim Minnoş’u yanlarından ayırırken…
Ertesi gün Bodruma doğru yola çıktık. Minnoş çok uslu durdu arabada, akıllı kızım benim daha ikinci günden alıştı bize. Minnoş’la sahile giderdik sık sık. Masmavi gözleri, koca kulakları ve şirinliğiyle herkesin gönlündeki tahta oturuverdi hemencecik. Herkes onu tanıyordu, beni görünce insanlar “Minnoş ne zaman gelecek, özledik” diyorlardı. Her gün sahilde en az on kişinin kucağında keyif yapıyordu küçük kızım, sonra eve gidip lıkır lıkır suyunu içiyor, gölge yerde denize karşı uyuyordu. Markete giderken, sokaktaki köpeklere yemek dağıtırken, yürüyüş yaparken, her zaman kucağımdaydı Minnoş. Yolda görenler durdurup fotoğrafını çekiyorlardı onun, turistlerin fotoğraf makinelerinde kızımın fotoğraflarından yer kalmamıştı başka şeylere. 1,5 ay tatilimiz böyle geçti, cadı kızım büyüdü. Şimdi İstanbul’dayız ve Minnoş hala şirin, cadı, yaramaz, kurnaz, kuduruk. Umarım hep böyle kalır…
Geçmişe dönüp baktığınızda bir kedi veya köpekle birlikte yaşamanın
avantajları ya da dezavantajları nelerdir biraz bahseder misiniz?
Köpeklerle pek geçmişim yok benim, fakat kedilerle dediğim gibi doğduğumdan beri birlikteyim. Geriye dönüp baktığımda hayvanlarla birlikte yaşamanın dezavantajı olarak hiçbir şey yaşamadım ve görmedim. Bana kalırsa hayvanlarla yaşamanın, iç içe olmanın (istisnalar dışında) kimseye dezavantajı olamaz. Avantajlarına gelince; say say bitmez ama birkaçını söyleyeyim. Sizin üzüntülü, mutlu, sevinçli zamanlarınızda onlar sizi asla yalnız bırakmaz. Gerçek dostlardır, yalnızlığınızı her nerede olursanız olun unuttururlar. Bir nevi yaşama daha da mutlu bağlarlar sizi. Günümüzde örneklerini televizyonlarda gazetelerde görüyoruz.
Minnoşla ilgili unutamadığınız komik bir anınız var mı?
Aslında çok sık komik şeyler yaşarız, ilk aklıma gelen ve beni en çok güldüren iki hikâyem var. Minnoş az öncede söylediğim gibi bebekliğini Bodrum'da yazlığımızda geçirdi. Komşumuzun da golden cinsi bir köpeği vardı, adı Honey. Bizim kızla Honey'i arkadaş edeyim dedim ve Minnoşu aşağıya indirdim. Honey’de bahçede sinek peşinde koşuyordu o sırada. Minnoşu çimenlere bıraktım, Honey bizi görünce doğal olarak koşarak yanımıza geldi, sevinçten havlamaya başladı. Minnoş’un böyle tepki vereceğini düşünmemiştim, çok korktu önce. Patileri açtı, tırnakları çıkardı, sırt tüyleri diken diken, kuyruk tüyleri yelpaze kadar açılmış ''meeevvv tıhhsss'' şeklinde söylenmeye başladı bit kadar boyu ile. İkisi de birbirine zarar vermeyecekti biliyorduk ama görüntüleri çok komikti gerçekten.
Yine Bodrum'da tatil yaparken bir maceramız daha oldu Minnoş’la. Her gün Minnoş’la sahile gidiyorduk. Her zamanki gibi yine sahile inmiştik bir gün, onu kayalıkların üzerine koymuştuk keyif yapması için. Bir süre sonra baktık ki Minnoş zıp zıp bir şeyler yapıyor. Meğer kayanın altında yengeç varmış ve dışarı çıkmış, bizim kız da bunu görmüş onunla oyun oynamaya başlamış. Minnoş yengece pati atıyor, yengeç onu yakalamaya çalışıyor. Bu da ilginç bir anımızdır küçük kızımızla.
Çevrenizde hayvan besleyen yaşıtlarınız var mı?
Çevremde hayvan besleyen yaşıtlarım çokta fazla yok, genelde hayvan sahibi yaşları benden büyük kişiler var. Fakat yaşıtlarımla sohbetlerimiz sırasında hayvanlardan bahsederken çok keyif alıyoruz.
Evdeki kedinizle iletişiminiz nasıl? Zaman zaman kıskançlıklar yaşanıyor mu?
Minnoş’la iletişimimiz gayet iyi fakat ara sıra dik kafalığı, tutuyor. Bazen beni misafirlerimden kıskandığı da oluyor.
Daha önce hiç barınak gördünüz mü? Gördükleriniz hakkında neler düşünüyorsunuz?
Üç kere ayrı ayrı barınaklara gittim. Durumları iyi değildi ne yazık ki. Bence o hayvanları orada tutmamaları gerek. “Salın gitsinler” diyorum ben, ama maalesef herkes bizim gibi değil. Sokaklarda köpeklerin özgürce gezmesini istemeyen, hatta eziyet edenler bile var.
Sokak hayvanları konusunda düşünceleriniz nelerdir, onlara yönelik çalışmalarınız var mı?
Sokak hayvanları, yani kedi ve köpekler öncelikle kısırlaştırılmalı. Aşılanıp, küpelenerek trafiğin az olduğu bölgelerde barındırılmalı. Sokak hayvanları için uygulanan ücretsiz kısırlaştırma kampanyalarını takip etmeye çalışıyor ve özellikle dişileri kısırlaştırmaya gayret ediyorum. Sahipsiz, sokakta yaşayamayacak durumda olup yardıma muhtaç hayvanlara da elimden geldiğince yuva bulmaya çalışıyorum.
Hayal bu ya, size bir kaç saatliğine ya da bir kaç günlüğüne bir hayvan olma şansı tanındı, hangisi olmak isterdiniz, neden?
Kedi olmak isterdim. Cat girl
Geleceğimiz olan gençlerimizi doğa ve hayvanlar konusunda daha duyarlı bireyler olarak yetiştirmek için neler yapmalıyız, bizlerden beklentileriniz nelerdir?
Bence her evde hayvan olmalı ya da olamıyorsa sokaklardakilerden hayvan, doğa sevgisi ve güzelliği aşılanmalı çocuklara. Keşke dünyada herkes duyarlı birer hayvan sever olsa.
Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?
Pisilerinizi ve hayvanlarınızı sevin. Asla ve asla ne olursa olsun onları terk etmeyi düşünmeyin. Kıymetlerini yokluklarında anlamayın, çünkü çok geç oluyor.
Sevgili Merve Ezen'e bu keyifli sohbet için teşekkür ederiz.
Kendinizi biraz tanıtır mısınız?
14 yaşındayım, İstanbulluyum, Beşiktaş Gazi Mustafa Kemal İ.Ö.O. orta sona
gidiyorum. Doğa fotoğrafçısı ya da gazeteci olmak istiyorum. Minnoş adında dünya güzeli bir kedim var.
Ne zamandır hayvanlarla birliktesiniz?
Ben annemin karnından beri hayvanlarla birlikteyim ve ömrümün sonuna kadar
böyle olacağım.
Minnoş ile tanışma hikâyenizi anlatır mısınız?
2006 Temmuz ayı ortalarıydı. Birkaç apartman yanımızda, tuğlalar arasında bir kedi doğum yapmış diye duyduk, bir gün babamla iş çıkışı gidip baktık. Ne görelim! İki tane bıcırık, yürümeyi de öğrenmişler yamuk yumuk. Anneleri ilginç bir şekilde bize kendisini sevdirmeye uğraşıyordu, anneye yakından bakınca çok şaşırdım. İki yıl evvel felç nedeniyle uyutulan Minnoş oğlumun annesiydi bu. Demek ki bu yavrular Minnoş oğlumun kardeşleriymiş. Bir tanesine o kadar kanım ısındı ki benim olsun, eve götüreyim, ömrünün sonuna kadar benimle olsun istedim. Melek oğlumdan hatıra, adını da o yüzden Minnoş koydum. Babam da çok sevdi onu ve bir tarih belirledik. Minnoş kızımı 45 günlükken annesinin yanından aldık. İlk önce veterinerimize gittik pire damlası ve ilk aşılarımızı olduk, sonra evimize geldik. Annem ve kardeşim görünce çok şaşırdılar, Minnoş ta öyle tabi. Niye Minnoşu daha annesini emerken ayırdın diye sorarsanız, ertesi gün Bodruma 1,5 aylığına tatile gidecektik. Tatilden dönüşte almak istesem bulamazdım, o zamana kadar büyür, ayaklanır giderdi. Ama kızıma annesinin yokluğunu hiç hissettirmedim. Annesinden ve kardeşinden çok özür diledim Minnoş’u yanlarından ayırırken…
Ertesi gün Bodruma doğru yola çıktık. Minnoş çok uslu durdu arabada, akıllı kızım benim daha ikinci günden alıştı bize. Minnoş’la sahile giderdik sık sık. Masmavi gözleri, koca kulakları ve şirinliğiyle herkesin gönlündeki tahta oturuverdi hemencecik. Herkes onu tanıyordu, beni görünce insanlar “Minnoş ne zaman gelecek, özledik” diyorlardı. Her gün sahilde en az on kişinin kucağında keyif yapıyordu küçük kızım, sonra eve gidip lıkır lıkır suyunu içiyor, gölge yerde denize karşı uyuyordu. Markete giderken, sokaktaki köpeklere yemek dağıtırken, yürüyüş yaparken, her zaman kucağımdaydı Minnoş. Yolda görenler durdurup fotoğrafını çekiyorlardı onun, turistlerin fotoğraf makinelerinde kızımın fotoğraflarından yer kalmamıştı başka şeylere. 1,5 ay tatilimiz böyle geçti, cadı kızım büyüdü. Şimdi İstanbul’dayız ve Minnoş hala şirin, cadı, yaramaz, kurnaz, kuduruk. Umarım hep böyle kalır…
Geçmişe dönüp baktığınızda bir kedi veya köpekle birlikte yaşamanın
avantajları ya da dezavantajları nelerdir biraz bahseder misiniz?
Köpeklerle pek geçmişim yok benim, fakat kedilerle dediğim gibi doğduğumdan beri birlikteyim. Geriye dönüp baktığımda hayvanlarla birlikte yaşamanın dezavantajı olarak hiçbir şey yaşamadım ve görmedim. Bana kalırsa hayvanlarla yaşamanın, iç içe olmanın (istisnalar dışında) kimseye dezavantajı olamaz. Avantajlarına gelince; say say bitmez ama birkaçını söyleyeyim. Sizin üzüntülü, mutlu, sevinçli zamanlarınızda onlar sizi asla yalnız bırakmaz. Gerçek dostlardır, yalnızlığınızı her nerede olursanız olun unuttururlar. Bir nevi yaşama daha da mutlu bağlarlar sizi. Günümüzde örneklerini televizyonlarda gazetelerde görüyoruz.
Minnoşla ilgili unutamadığınız komik bir anınız var mı?
Aslında çok sık komik şeyler yaşarız, ilk aklıma gelen ve beni en çok güldüren iki hikâyem var. Minnoş az öncede söylediğim gibi bebekliğini Bodrum'da yazlığımızda geçirdi. Komşumuzun da golden cinsi bir köpeği vardı, adı Honey. Bizim kızla Honey'i arkadaş edeyim dedim ve Minnoşu aşağıya indirdim. Honey’de bahçede sinek peşinde koşuyordu o sırada. Minnoşu çimenlere bıraktım, Honey bizi görünce doğal olarak koşarak yanımıza geldi, sevinçten havlamaya başladı. Minnoş’un böyle tepki vereceğini düşünmemiştim, çok korktu önce. Patileri açtı, tırnakları çıkardı, sırt tüyleri diken diken, kuyruk tüyleri yelpaze kadar açılmış ''meeevvv tıhhsss'' şeklinde söylenmeye başladı bit kadar boyu ile. İkisi de birbirine zarar vermeyecekti biliyorduk ama görüntüleri çok komikti gerçekten.
Yine Bodrum'da tatil yaparken bir maceramız daha oldu Minnoş’la. Her gün Minnoş’la sahile gidiyorduk. Her zamanki gibi yine sahile inmiştik bir gün, onu kayalıkların üzerine koymuştuk keyif yapması için. Bir süre sonra baktık ki Minnoş zıp zıp bir şeyler yapıyor. Meğer kayanın altında yengeç varmış ve dışarı çıkmış, bizim kız da bunu görmüş onunla oyun oynamaya başlamış. Minnoş yengece pati atıyor, yengeç onu yakalamaya çalışıyor. Bu da ilginç bir anımızdır küçük kızımızla.
Çevrenizde hayvan besleyen yaşıtlarınız var mı?
Çevremde hayvan besleyen yaşıtlarım çokta fazla yok, genelde hayvan sahibi yaşları benden büyük kişiler var. Fakat yaşıtlarımla sohbetlerimiz sırasında hayvanlardan bahsederken çok keyif alıyoruz.
Evdeki kedinizle iletişiminiz nasıl? Zaman zaman kıskançlıklar yaşanıyor mu?
Minnoş’la iletişimimiz gayet iyi fakat ara sıra dik kafalığı, tutuyor. Bazen beni misafirlerimden kıskandığı da oluyor.
Daha önce hiç barınak gördünüz mü? Gördükleriniz hakkında neler düşünüyorsunuz?
Üç kere ayrı ayrı barınaklara gittim. Durumları iyi değildi ne yazık ki. Bence o hayvanları orada tutmamaları gerek. “Salın gitsinler” diyorum ben, ama maalesef herkes bizim gibi değil. Sokaklarda köpeklerin özgürce gezmesini istemeyen, hatta eziyet edenler bile var.
Sokak hayvanları konusunda düşünceleriniz nelerdir, onlara yönelik çalışmalarınız var mı?
Sokak hayvanları, yani kedi ve köpekler öncelikle kısırlaştırılmalı. Aşılanıp, küpelenerek trafiğin az olduğu bölgelerde barındırılmalı. Sokak hayvanları için uygulanan ücretsiz kısırlaştırma kampanyalarını takip etmeye çalışıyor ve özellikle dişileri kısırlaştırmaya gayret ediyorum. Sahipsiz, sokakta yaşayamayacak durumda olup yardıma muhtaç hayvanlara da elimden geldiğince yuva bulmaya çalışıyorum.
Hayal bu ya, size bir kaç saatliğine ya da bir kaç günlüğüne bir hayvan olma şansı tanındı, hangisi olmak isterdiniz, neden?
Kedi olmak isterdim. Cat girl
Geleceğimiz olan gençlerimizi doğa ve hayvanlar konusunda daha duyarlı bireyler olarak yetiştirmek için neler yapmalıyız, bizlerden beklentileriniz nelerdir?
Bence her evde hayvan olmalı ya da olamıyorsa sokaklardakilerden hayvan, doğa sevgisi ve güzelliği aşılanmalı çocuklara. Keşke dünyada herkes duyarlı birer hayvan sever olsa.
Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?
Pisilerinizi ve hayvanlarınızı sevin. Asla ve asla ne olursa olsun onları terk etmeyi düşünmeyin. Kıymetlerini yokluklarında anlamayın, çünkü çok geç oluyor.
Sevgili Merve Ezen'e bu keyifli sohbet için teşekkür ederiz.
Tüm Pati Dostları Yazıları
- Mutlu Köpek Oteli
- Badik...
- Tolga Öztorun ve Hayatındaki Patiler
- Bengi Berk Babanoğlu ve Ailesi
- Okan Törün ve Terapi Köpeği Daisy
- Sultan Gülyar ve Büyükada Barınağı
- Damla Ayhan ve Hayatındaki Patiler
- Yedikule Hayvan Barınağı ve Meral OLCAY
- Bade Erguvan ve Fatih Camisi Kedileri
- Özgün Öztürk ve Yaşam Hakkına Saygı
- Büyükada Barınağı ve Özün Kanbay
- Nilgün Engin Ün ve Ailesi
- Tuzla Rehabilitasyon Merkezi
- Oskar ve Ailesi...
- Vahşi Doğa Fotoğrafçısı Süha Derbent
- Golden Retriever Sahiplerinin Pikniğinde
- Nilgün Bayram ve Hayatındaki Patiler
- İlknur Saraç ve Hayatındaki Patiler
- Atatürk ve Hayvan Sevgisi
- Sarman Kitapçı ve R. Gülşen Tatlısumak
- Pozitif Köpek Eğitmeni - Neşe Öztürk
- Nurcan Sürer ve Hayatındaki Patiler
- Eda Çakmak ve Patiş
- Hülya Yenidoğan ve Hayatındaki Patiler
- Ayhan Ege ve Hayatındaki Patiler
- Veteriner Hekim N.Gürkan Gülanber
- Kuaför Nevin Hanım ve Kedileri
- Pınar Erkum, Kedileri ve Alerji Üzerine
- Selma Yıldırım ve Köpekleri
- Merve Ezen ve Minnoş
- Çiğdem Demirci ve Beyaz’ın Hikâyesi
- İlker Bey ve Ailesi
- Filiz Seeborg, ikiz bebekleri ve kediler
- Ankara'lı Hayvan Severler
- Çakıl Hamile Koçluğu Yapıyor
- Ela, Müslüm ve Gümüş
- Deniz ve Miço
- Hamilelik ve Toksoplazma/Dr.Alper Mumcu
- Üsküdar Hayvan Barınağı
- Pati Dostu Hamile Anneler -II-
- Pati Dostu Hamile Anneler -I-
- Baran Kaya, Çakıl ve Komşuları
- Begüm Özbek ve Patileri
- Bandit ve Ailesi
- Bu bayram bir can bağışlayın...
- Özgür Kıbrıs ve Memiş
- Sema Özpekmezci ve Köpeği Badik
- Oya Önder ve Hayatındaki Patiler