Minik Pati, yardıma gereksinimi olan evcil hayvanların sahiplendirilmesi düşüncesiyle yapılmıştır. Sokakta da olsa, tehlikelerden uzak biçimde, sağlıklı olarak yaşayabilen hayvanların ilanları sitede yayınlanmaz. İlan sahibi, veteriner, konaklama, aşı parası gibi adlar altında, alıcıdan ücret talep edemez.

Pati Dostları

Damla Ayhan ve Hayatındaki Patiler (31/12/2008)

Bir yanda hamileliğini öğrendiğinde evlerindeki hayvanların yaşına bakmadan onları barınaklara ya da sokaklara terk eden aileler. Diğer yanda bebek sahibi olmayı planladıkları dönemde bebekten önce köpeğin eve gelmesinin her iki taraf için de daha iyi olacağını düşünen bilinçli aileler. Geçtiğimiz hafta Damla & Erdinç Ayhan çiftinin köpekleri Gina’nın eğitimine katıldık ve Damla Hanım ile bu keyifli söyleşiyi yaptık.



Damla Ayhan. 1976 İstanbul doğumlu, akademisyen. Marmara Üniversitesi’nde Uluslararası İktisat bölümünde doktora yapıyor, tezini tamamlamak üzere. Ayrıca yönetici koçluğu ve kurumsal koçluk konusunda çalışmaları var. Eşi Erdinç Ayhan ise özel bir şirkette yönetici olarak çalışıyor.

• Sizleri biraz daha yakından tanıyabilir miyiz? Hayvanlarla olan geçmişinizden bahseder misiniz?


Benim hayvanlarla ilk tanışmam yeni yürümeye başladığım dönemlerde sokak köpeklerinin boynuna sarılmaya çalışmamla gerçekleşmiş. Kendimi bildim bileli kediden köpeğe, kaplumbağadan yılana aklınıza gelebilecek tüm hayvanları severim ve hiçbirinden korkmam. Ancak annem, çok sevmesine karşın, evde hayvan beslemeye karşı olduğu için ilk köpeğimi üniversite yıllarında edinebildim. Arkadaşlarımın sokakta bulduğu Terrier -Kaniş kırma muhteşem bir kızım oldu ve bizimle 10 yıl yaşadı. 14 yaşındayken kendisini maalesef yaşlılıktan dolayı kaybettik. Erdinç’in yıllarca kedisi olmuş, ama 30 yaşından sonra kedilere alerjisi geliştiği için yanlarına fazla yaklaşamıyor.



Köpeğinizi evlat edinmeye nasıl karar verdiniz?

Evde köpek olmadan yaşayamayacağımı kızımı kaybettikten bir süre sonra anladım. Bir kere onlarla yaşamaya başladığınız zaman gerçekten muhteşem birer dost ve vazgeçilemez olduklarını anlıyorsunuz. İlk başlarda biraz tereddüt ettik. Çünkü ne tür bir sorumluluk alacağımızın farkındaydık. Bir kere bir hayvan evlat edindiğiniz zaman o artık sizin çocuğunuz oluyor ve geri dönüşünüz yok. Ama dayanamayacağımızı anladık ve araştırmaya başladık.

Biraz köpeğinizden bahseder misiniz?

Kızımız 6,5 aylık bir Alman Çoban Köpeği. Adı Gina. Dört ay önce bizimle yaşamaya başladı. Kızımızı evlat edinmeden önce çok iyi araştırdık, çünkü bir bebek düşünüyoruz. Eşim de ben de çocukların, paylaşımı ve sevgiyi öğrenebilmeleri için hayvanlarla büyümesinin çok yararlı olduğunu düşünüyoruz ve buna çok önem veriyoruz. Hamilelikte ve bebeklerde köpeklerin zararlı olduğuyla ilgili çok yanlış bir inanış var. Hem doktorlarla hem veteriner hekimlerle görüştük. Köpeğin aşılarını düzenli yaptırıp iyi baktığınız takdirde hiç bir zararı yok. Bebek büyürken belirli bir süre her ikisini de gözetim altında tutup köpeğin kıskançlığını tetiklemez, çok ihmal etmezseniz arada muhteşem bir dostluk kurulmasını destekleyebilirsiniz. Bizim kızımız olduğu için değil ama Gina çok akıllı.


Gina’nın diğer köpeklerle ve çocuklarla ilişkisi inanılmaz güzel. Her ikisini de gördüğünde yanlarına koşup onları öpmek istiyor. Kesinlikle kıskançlığı yok. Çok uyumlu ve evde birlikte yaşaması çok rahat. Bize hiçbir problem çıkarmıyor. Tuvalet eğitimini eve geldikten sonra bir hafta içinde aldı. Bu arada Pozitif Köpek Eğitmeni Özlem Canbolat kızımıza eğitim veriyor. Onun yardımlarıyla iki aydır hayatımız çok daha kolaylaştı. Gina, bir sürü beceri öğrendi ve öğrenmeye devam ediyor. Bizleri ve ondan ne beklediğimizi artık o da daha iyi anlıyor.

Neden pozitif eğitim?

Pozitif eğitimden veterinerimiz sayesinde haberdar olduk. Özlem Hanım’ı da bize kendisi tavsiye etti. Özlem Hanım’la ilk görüşmeden sonra kendisine çok güvendik. Özlem Hanım’ın eğitimi gibi kendisi de çok pozitif. Zaten köpeğe davranış şekillerinizle ilgili köpekten önce siz eğitiliyorsunuz. Pozitif eğitimde dayak, ceza, boğma tasma yok. Tamamen ödülle, sevdikleri şeylerle köpeğinizi eğitiyorsunuz. Köpekleri düşünmeye sevk ediyor. Gina’yla pozitif eğitime başladıktan sonra iyice anladım ki köpek hareketlerinin kaynağı %100 güdülenme değil. Bir hareketi yapmadan önce düşünüp karar veriyorlar.

İlk başta diğer eğitmenler bize karşı çıktı. “Köpekler cezasız, disiplinsiz eğitilemez, pozitif eğitim işe yaramaz” dediler. Bence tamamen yanılıyorlar, çünkü pozitif eğitimde köpeğiniz verdiğiniz komutları sizi sevdiği için uyguluyor, sizden korktuğu için değil. Bu ikisinin yarattığı etki çok faklı. Zaten zaman içinde köpekle aranızda sevgiye ve güvene dayalı öyle bir ilişki oluşuyor ki “hadi söyle de yapayım, seni mutlu edeyim” der gibi gözünüzün içine bakıyor. Size güveniyor ve sizi lideri olarak kabul ediyor. Biz pozitif eğitimden çok memnunuz. Başka türlüsünü düşünemezdik.

Eğitiminiz ne kadar süredir devam ediyor? Köpeğinizde ne gibi değişiklikler var?

Eğitime yaklaşık iki aydır devam ediyoruz. Gina bütün temel itaatleri öğrendi. Eğitim süreci çok keyifli. Eğitime başladığımızda pür dikkat bizi dinliyor ve kendisinden ne beklediğimizi anlamaya çalışıyor. Onun da çok keyif aldığını gözlemleyebiliyorum. Daha önce bir hata yaptığında kendisine nasıl davranacağımızı bilmiyorduk, onun beden dilinden anlamıyorduk. Şimdi biz de eğitildik ve bu iki ay içinde karşılıklı iletişimimizde çok büyük bir gelişme oldu.

Pozitif eğitimle birlikte Gina’nın davranışlarında da büyük değişiklikler oldu. Öğrettiğimiz şeyleri yapmanın yanı sıra zekâsının da daha fazla geliştiğine inanıyorum. Bununla ilgili hoş bir anı anlatmak istiyorum: Bundan 1 hafta kadar önce eşim sabah erkenden işe gitmek için uyanmış, alelacele giyinip hazırlanırken Gina top oynamak isteyip kendisini rahat bırakmamış. Eşim de vakti olmadığı, başka da çare bulamadığı için Gina’nın topunu alıp gardıroba saklamış ve daha sonra hazırlanıp evden çıkmış. Bundan birkaç saat sonra Gina’yı dışarı çıkarırken “topun nerde, koş topunu bul getir” dedim. (Bunu söyleye söyleye artık öğrendi.) Topun gardıropta olduğunu bilmiyordum. Evin içinde topunu aramaya başladı. Bütün odalara teker teker baktı. Sonra yanıma geldi, suratıma baktı, birden ok gibi fırlayıp yatak odasına gitti, ben de ne yapacak diye arkasından gittim. Gardırobun sürgülü kapısını burnuyla iterek açtı, raflardan birinde topunu buldu, uzanıp aldı ve tavşan gibi zıplayarak “bak ne yaptım” der gibi bana getirdi. Şaşkınlık içinde kaldım. Daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştı. Topu aradı, düşündü, birden hatırladı ve gardırobu da nasıl açacağını bilerek –ki daha önce bunu hiç göstermedik- koşa koşa topunu buldu ve getirdi. Gerçekten inanılmazdı. Pozitif eğitimin bunda büyük etkisi olduğuna inanıyorum ve Gina’da ilerde çok daha büyük gelişmeler yaşayacağımızdan eminim.

Özlem Hanım siz biraz Gina’nın eğitiminden bahseder misiniz?

Gina ile derslerimiz 6 hafta önce başladı. Toplam eğitim süremiz 12 ders olduğu için şu an eğitimin yarısına geldik diyebiliriz. Bu süre içerisinde Damla Hanım ve Erdinç Bey’in de tutarlı ve sürekli çalışmaları sayesinde büyük ilerleme kaydettik. Gina, şu anda “otur, yat, kalk, bekle, gel, takip, pati ver” komutlarını biliyor. “Yapma, bırak, benim” gibi komutları da öğretme aşamasındayız.

Köpek sahipleri eğitimin tüm aşamasında yer aldıkları için ileride isterlerse ona değişik numaralar öğretebilirler. Ayrıca bu sistem sayesinde şimdi bildiği komutları da unutmasını engellemiş olacaklar.


Yavru köpeklerde en büyük avantajımız problemler ortaya çıkmadan önce fark edip önlem almamızdır. Mesela Gina’da potansiyel bir havlama problemi olabilirdi. Fakat hem Damla Hanım hem de Erdinç Bey benim uyarılarımı dikkate alıp, tutarlı davranarak, bu problemin baskılanmasını ve azalmasını sağladı. İtaat eğitiminin yanı sıra karakter ve davranış eğitimi üzerine verdiğim bilgilerle de Gina’nın sosyal, dengeli, uyumlu ve mutlu bir köpek olmasına yardımcı oluyoruz.

Damla Hanım, sahipsiz sokak hayvanları için ne düşünüyorsunuz, bu konuda herhangi bir çalışmanız var mı?

Açıkçası sokaklarda bazı insanlar tarafından çok fazla eziyet gördüklerini düşünüyorum. Bununla ilgili çok fazla kötü anım var maalesef. Ben kendi adıma sokakta gördüğüm hasta veya yaralı hayvanları tedavi ettirip mümkün olduğunca sahiplendirmeye çalışıyorum. Eğer sabah 9.00 akşam 18.00 çalışmasam evde iki üç tane daha köpeğim olurdu. Ve bunlar sokaktan aldığım köpekler olurdu. Zaten Gina’dan önceki köpeğim o şekilde evimize gelmişti.



Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?

İnsanların sokak hayvanlarıyla ilgili biraz daha duyarlı olmasını istiyorum. Hayvanları sevmeyenlerin insanları sevebileceğine inanmıyorum. Onlar gerçekten biz insanlardan daha zararsız, daha iyi niyetli. Hiçbir kedi ya da köpek sokakta size durup dururken saldırmaz. Dolayısıyla bizim onlara zarar vermemiz için hiçbir sebep olamaz. Onlar sadece biraz karınlarını doyurmak ve bolca da sevgi istiyorlar. Zaten o kadar sevgisiz bir dünyada yaşıyoruz ki, bizim hayatımıza renk katıp bize karşılıksız sevgiyi öğretiyorlar...

Bu keyifli söyleşi için sizlere çok teşekkür eder, sevdiklerinizle birlikte mutlu yıllar geçirmenizi dileriz.


Tüm Pati Dostları Yazıları