Minik Pati, yardıma gereksinimi olan evcil hayvanların sahiplendirilmesi düşüncesiyle yapılmıştır. Sokakta da olsa, tehlikelerden uzak biçimde, sağlıklı olarak yaşayabilen hayvanların ilanları sitede yayınlanmaz. İlan sahibi, veteriner, konaklama, aşı parası gibi adlar altında, alıcıdan ücret talep edemez.

Pati Dostları

Kuaför Nevin Hanım ve Kedileri (18/06/2007)



Saçının rengi ya da modeli kadınlar için en önemli şeylerin başında gelir.


Nevin Zeytin, 44 yaşında, Bilecik doğumlu. On sekiz yıldır İstanbul’da kedileri ile birlikte yaşıyor ve 23 yıldır kuaförlük yapıyor. İşinin ehli, usta biri! Onu neredeyse on beş yıldır tanıyorum. “Kedileri seven kuaför”

Bir zamanlar bu küçük canavarlardan korktuğumdan, beş altı ayda bir kendisini ziyaret eder, saçıma gerekeni yaptırır, koşarak oradan ayrılırdım. Kedili hayata geçişimle birlikte, ondan başka kimselere saçımda ciddi değişiklik yaptırmadım. Mesafeyi ya da vakitsizliği bahane edip ne zaman bir başkasına gitsem, sonu hep hüsranla bitti. Anladım ki ne istediğimi en iyi anlayabilen tek kişi o!

Bir iki kelimeyle saçıma nasıl bir şey yapmak istediğimi anlatıyorum, sonra kendimi onun kedileriyle olan komik hikâyelerini dinlemeye bırakıyorum. Boyasıyla, kesimiyle yılların verdiği tecrübeyi saçlarıma tel tel işliyor. Sanki makas ve tarak parmakları ile saçlarımda dans ediyor… Yaklaşık bir saat sonra, dergiden fırlamış gibi yerimden kalkıyorum.

İşte budur!


Nevin Hanım sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Bilecik doğumluyum, 23 yıldır kuaförlük yapıyorum ve Kartal’da yaşıyorum.

Hayvanlar ne zamandır hayatınızda?

Kendimi bildim bileli hayvanları seviyorum. Küçük bir çocukken Bilecik’te köyde yaşardık. Babam yaz tatillerinde kuzu alırdı, onu besler, onunla oynardık. Bütün hayvanları çok seviyorum, fakat sanırım kediler biraz daha ağır basıyor. Evimde bir kedim var, onunla birlikte yaşıyoruz. İş yerimde de her zaman kedilerim oluyor.




Evdeki kedinizden biraz bahseder misiniz?

Kızım şimdi 3,5 yaşında. Adı Böcek. Onu bulduğumda annesi yeni ölmüştü, minicik, sümüklü bir kediydi. Önceleri onu “sümüklü böcek” diye çağırırdım, sonradan “sümüklü” kısmını kaldırdım, “Böcek” kaldı. O kadar küçüktü ki, biberonla büyüttüm onu, sonra da kopamadık birbirimizden. Eve gittiğimde üzerimdeki tüm yorgunluğu alan, bana huzur veren, beni mutlu edebilen tek varlık tatlı kedim diyebilirim.

Neden kediler?

Dediğim gibi sadece kediler değil, tüm hayvanları seviyorum. Fakat imkânlarım sadece kedi beslemeye uygun. İnsanlara olan güvensizlik, onların riyakârlığı hayvan sevgimi arttırdı. Eğer hayatınızı tek başınıza yaşıyorsanız, demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz. İnsanlar bilhassa kediler için nankör kelimesini kullanır. Oysa insanların birbirlerine yaptıkları çok daha kötü şeyler var. Birçok konuda çok bilinçsiz, duyarsız bir toplumuz. Çevremizdeki birçok insan sokaklarda hayvan görmek istemiyor, diğer yandan farkında bile olmadan kendi kendimize yaşadığımız dünyayı yok ediyoruz.

Oysa hayvanlar böyle değil, sokaklarda çok defa kedilerin köpeklerle bir arada yaşadığına tanık oldum. Annesi ölen kedi yavrusuna bir sokak köpeğinin nasıl annelik yaptığını gördüm. Bu görüntüler son derece anlamlı ve etkileyici. Yaşadığımız büyük şehir ve ekonomik nedenler birçok şeyi unutturmuş insanlara. Hayvanlarınsa sizden herhangi bir beklentisi yok, karşılıksız seviyorlar sizi. Dedikodu yok, küsüp gitmeler yok, kavga gürültü yok. Onlarda saf bir sevgi var, gözlerine dikkatli bakın, orada huzuru göreceksiniz.

İş yerinizde kaç kediniz var, onlara nasıl bakıyorsunuz?

Şu anda dükkânımda bir anne ve birbirinden güzel üç bebeğine geçici ev sahipliği yapıyorum. Anne kedi sokakta doğurmuş, bir ara çaktırmadan birini dükkâna taşımış, diğerini ağzında dükkâna taşırken yakaladım. Hayrola demeye kalmadan üçüncüyü getirdi. Neyse ki fazla değiller, Tanrı misafiri dedim, geri çeviremedim. Ufaklıklar şimdi iki aylık oldular, onlara yuva arıyorum. Anne kediyi de kısırlaştırabilirsem iyi olacak.




Bu küçük ailenin dışında, yemeğini düzenli olarak verdiğim, sokakta yaşayan yaklaşık on beş kedim var. Onlar acıkınca gelip mamalarını yiyor ve usulca gidiyorlar. Meraklı olanlar bazen bir köşede oturup bizleri izliyor. Sokak kedileri onlar, insanlara kendilerini sevdirmiyorlar. Bence de böylesi onlar açısından daha iyi, böylelikle sokakta olabilecek tehlikelerden korunabilirler.

Daha çok kuru mama, kasaplardan istediğim tavuk parçaları, ciğer veya balıkçıdan topladığım balıklarla besliyorum. Sürekli kuru mama alacak maddi gücüm ne yazık ki yok. Kış dönemi biraz zor geçiyor, evleri olmadığı için sık sık hastalanıyorlar. Elimden geldiğince antibiyotikler, göz damlaları, merhemler ile iyileşmelerini sağlamaya çalışıyorum. Keşke daha fazlasını yapabilsem!

İş yerinde kedilerin olması müşterileri rahatsız ediyor mu? Daha çok hangi konuda şikâyet geliyor?

Sevenler de var, sevmeyenler de. Ne yazık ki huzursuz olanların sayısı fazla! Kedilerin tüy döktüğünü söylüyor müşteriler. Yani daha çok temizlik konusunda şikâyet alıyorum. Oysa burası bir kuaför salonu! Her gün insanların saçları ile uğraşıyorum, saç kesiyorum. Bu yüzden günde 7 – 8 defa dükkânı süpürdüğüm oluyor, kedinin yürürken etrafa tüy dökmesi mümkün mü?

Kediler temiz hayvanlardır. Yaşadıkları, yemek yedikleri yerlere önem verir, temiz olmasını isterler. Çöplükte yiyecek arayan bir kedinin patileri bile insanların ayakkabılarının altından daha temizdir. Oysa kedicik az önce çöpten çıkmıştı değil mi? Fakat bunu kedi sevmeyen ya da bakımından anlamayan birinin anlaması çok zor!

Çok uzun yıllardır bu işi yapıyorsunuz, kendinizi en çok hangi konuda başarılı görüyorsunuz?

İşimi seviyorum, saça şekil vermek ya da rengini değiştirmek resim yapmak gibidir. Nasıl ki herkes resim yapma konusunda yetenekli ve tecrübeli değilse, bu işte de benzer durum söz konusu. Hayatımın tamamını sadece bu işi yaparak geçirdim. Birçok dizide oyuncuların saçlarını ve makyajlarını bizzat kendim yaptım. Bazı müşterilerim çok yaşlandılar ya da buraya gelemeyenler var. Telefonla beni arayıp evlerine gitmemi istiyorlar. Bu durum beni mutlu ediyor. Onların tabiri ile “uygun fiyat, kaliteli iş” yapıyorum. Bu yüzden işimi iyi yaptığımı söyleyebilirim.




Son olarak neler söylemek istersiniz?

Hayvanlara yardım ettiğimi gören insanlar çoğu zaman bunun nedenini soruyor. Sokak hayvanlarını, evsiz, kimsesiz insanlara benzetiyorum. Karnı çok aç bir insan yeri gelir kuru bir ekmek parçasıyla bile doyabilir. Fakat hayvanlar öyle değil, hepimizin yaşam biçimi farklı. Kuru ekmeğe hayır diyen bir kedi yavrusuna, “işte bak nankörlük budur” dediklerinde çok kızıyorum. Bizler pişmemiş et ya da patlıcan yiyebilir miyiz?

İnsanoğlu yeri geliyor karnını doyurmak için hırsızlık bile yapıyor. Hayvanların böyle bir şansı da yok. Çoğu geceler aç karnına uykuya dalıyorlar. Çöp bidonları sıkı sıkı kapalı, içecek bir yudum su bulamıyorlar. Kendimi o hayvanların yerine koyuyorum, “bu kadar aç ve çaresiz kalsam ne yapardım”?... Bir dostumun kapısını çalardım ya da çöp kutusunu elimle kaldırır yiyecek bir şeyler var mı diye bakardım. Belki dilenirdim, en azından konuşarak birilerine derdimi anlatabilirdim diye düşünüyorum. Fakat hayvanların ne çöp kutusunu açabilecek güçlü elleri, ne kapılarını çalabileceği dostları, ne de dertlerini anlatabilecekleri dilleri var.

Elbette herkes hayvanları sevmek, onlara yardım etmek zorundadır diyemem. Keşke sevgiyi gerçek anlamda her canlıya karşı yaşayabilsek! Tek dileğim bizim gibi insanlara dokunmamaları. En azından onlara bir yudum su ya da bir parça yemek veren kişilere karşı saygılı olmalarını isterdim.


Nevin Hanıma bu keyifli söyleşi için teşekkür ederiz. Kendisini ziyaret etmek isteyen ya da randevu almak olursa adres ve telefon bilgileri aşağıdaki gibidir.

Kuaför Nevin / Kartal
Telefon: 0216 488 98 33



Tüm Pati Dostları Yazıları