Hikayeler

Sevgili arkadaşlar, bu hafta sevgi-saygı konusunu ve bunların olmadığı durumlarda ortaya çıkacak olası sorunları işleyeceğim.

Sevgi ile saygı, benzer kavramlar gibi görünseler de aslında iki kavram birbirinin tamamlayıcısı durumundadır. Her insan birbirinden farklı yaratıldığından bu iki kavramın dağılımı da insandan insana farklılık gösterir. Bir insanda sevgi ile saygı bir arada olmadığı zaman, pek çok komplikasyona neden olur. Şimdi hem sevgi ile saygı kavramına, hem de bu kavramların eksikliğinin insan bedeninde yaratacağı komplikasyonlara geçelim:

1. Hem sevginin hem de saygının olmamasına bağlı kalça kırıkları:

Bu kişileri diğer insanlardan kolayca ayırabilirsiniz. Bunlar genellikle asık suratlıdır. Nadiren güldüklerinde ise yüzlerinde sinsice bir ifade oluşur. 3-103 yaş grubundaki her insan, bu sorunlu kişiler grubuna ait olabilir. İçlerinde, okuma yazma bilmeyeni de profesör olanı da bulunur. Dolayısı ile bu grubun sorunu eğitimle ilgili değildir. Daha çok erkeklerin üye olduğu bu gruptaki kişiler, dünyada yalnızca insanların yaşadığını sanır. Siz acaba şimdi ne yapacak diye bakınırken, zart diye önündeki çiçeği dalından koparır, elindeki mısır koçanını yere atar, arabasını hayvanların üstüne doğru sürer, ağaçlardan kırdığı dal parçaları ile kendisinden küçük canlıları kovalar. Bunların tarihin eski dönemlerinden beri varolduğunu, “İtin ayağını taştan mı esirgeyeceğim” türünden atasözlerini bulan hıyarların varlığından anlıyoruz. Bu tür kişiler evlerine hayvan sokmayacaklarından, sizin evinize, ancak misafir olarak gelebilirler. Ellerinde bir alet varken, babasının yanındayken veya arkadaş grubunun içindeyken bu gruptaki kişilere yaklaşmayın. Yalnız gördüğünüzde ise aranızda bir iki metre mesafe olacak biçimde ilk hareketi karşı taraftan bekleyin. Peşinize düştüğü anda, bir iki tur atıp gerekli hıza ulaştıktan sonra biraz yavaşlayıp tam size ulaşmak üzereyken, ani bir hareketle yemek masasının altına girin. Bu kişiler orta zekâ grubuna ait olduğundan, hemen kendisi de masanın altına doğru atlayacaktır. Bu esnada birer saniye arayla üç ses duyacaksınız. Birinci ses kafanın masaya toslamasına bağlı bir teneke sesi, ikincisi kıçın yere vurmasıyla oluşan bir gümbürtü, üçüncüsü ise kalça kemiğinin iki eşit parçaya ayrılmasından kaynaklanan bir çatırtı sesidir. Üçüncü sesi de işittikten sonra, kişinin baş hizasından daha yüksekte bir yere kurulup yalanma hareketlerine geçebilirsiniz.

2. Saygı olduğu halde sevgi eksikliğine bağlı kulak yırtıkları:

Bu kişiler ince, kibar insanlardır ancak temizlik, mikrop kapmama, tüy yutmama gibi takıntılarından dolayı hayvanlara yaklaşmayı başaramazlar. Hayvanlara zararları dokunmaz ama yanlarından geçmek, aynı yerde bulunmak istemezler. Bir kedi yavrusu görünce, masanın üstüne çıkar, avizede sallanır, pencereden dışarı sarkarlar. Bu tür kişilerin en büyük yanlışı ise uzaktan gördükleri hayvanlar için “aman ne tatlı”, “çok şeker” gibi yalandan sözler etmeleridir. Tabii ki kardeşlerimiz bu sözlere aldanırlar. Evin girişindeki şirinliğe aldanan kardeşlerimiz, bunlar koltuğa oturduklarında merhaba demek için arkadan kafalarına doğru yaklaşırlar. Tam pati ile sevme hareketine geçecekken, kişi tecavüze uğrayacakmış gibi bağırmaya başlar. Ne olduğunu anlayamayan ancak refleks olarak tırnaklarını çıkaran kardeşimiz hiç yerinden kıpırdamasa bile, hızla yerinden kalkan kişinin kulak memesi tırnaklara takılır. Kişinin kaçış hızının etkisi ile kulak memesi önce aşağıya doğru uzamak, sonra da alttan ayrılmak suretiyle tırnağı terkeder.

3. Sevginin olması ancak saygının olmamasına bağlı ısırık vakaları:

Bu grup kendisine hayvansever adını takmıştır. Gerçekten, balinadan karıncaya kadar gördükleri her hayvanı mıncıklamak isterler. Ben arkadan sinsice yaklaşıp kulak ısırmaya çalışanlarını gördüm. Hayvanın göbeğini öpme, patisini emme, birlikte takla atma girişimleri de hep bu gruptan çıkar. Bu gruptaki kişiler iyi niyetli olmakla birlikte bunlara da bir yerde dur demek gerekir. Böylesi bir durumda kendinize bir eşik belirleyin. Sevecen kişi bu eşiğe yaklaştığında, küçük ısırıklarla onu uyarın. Eğer kişi bu uyarıları anlamaz veya yanlış algılayıp hareketlerini sürdürürse, önce bir yeriniz sıkışmış gibi bir ses çıkartıp sonra da dişlerinizi deri altına doğru ittiriverin. Sizin çıkardığınıza benzer bir ses karşı taraftan gelecektir. Bu noktada işlemi sonlandırın. Bu gruptakilerin en iyi özelliği, suçu hep kendilerine bulmalarıdır. Dolayısı ile oyunun sonunda, herhangi bir cezai durum söz konusu olmaz.

4. Sevginin ve saygının birlikte olması durumu:

Bu durum insan sağlığı için en iyi olanıdır. Herhangi bir komplikasyona neden olmaz. Hayvanlar içinse tadından yenmez.

Hepinize sevgi ve saygı dolu günler diliyorum.

Burak KAYA
editor@minikpati.com