Minik Pati, yardıma gereksinimi olan evcil hayvanların sahiplendirilmesi düşüncesiyle yapılmıştır. Sokakta da olsa, tehlikelerden uzak biçimde, sağlıklı olarak yaşayabilen hayvanların ilanları sitede yayınlanmaz. İlan sahibi, veteriner, konaklama, aşı parası gibi adlar altında, alıcıdan ücret talep edemez.
Editörün Köşesi
Susuzluk Ve Su Kapları
Meteoroloji uzmanları oldukça sıcak bir yaz geçireceğimizi haber veriyor. Özellikle son günlerde yükselen sıcaklıklarla birlikte sokak havanlarının yaşamı daha da güçleşti. Her gün trafikle boğuşma ve yemek arayışının üzerine, 40 dereceyi aşan sıcaklıklarda su bulamamanın çaresizliği onları daha da zor duruma sokuyor.
Normal şartlarda böyle sıcaklarda herkesin kapısının önüne bir kap su bırakması gerektiğini düşünürüz. Fakat gelin görün ki işin gerçek yanı böyle değil. Sokaklara bırakılan su kaplarının yok olması ise son günlerde posta kutumda en sık rastladığım sorunlardan bir tanesi.
“Bir tas suyun kime ne zararı olabilir ve neden ortadan kaldırır?” diye düşünür dururuz.
Aslında mama kaplarımızın ortadan kaldırılması gibi, su kaplarımızın ortadan kaldırılması da doğal! Sebep hep aynı, “eğer buraya alışırlarsa sürekli gelirler, bir süre sonra ortalık kedi, köpekten, pireden geçilmez olur.”
Hepimizin bildiği gibi insanoğlunun kendisinden güçsüz bir canlıyı ezme dürtüsü çok yüksek. Yoksa kentin çarpık yapılaşması neden sokak hayvanı sorunundan sonra gelsin değil mi? Fakat buna kimsenin gücü yetmiyor, dolayısı ile herkes gücünün yettiği yere uzanıyor.
Çevreye bırakılan birbirinden renkli su dolu yoğurt kapları, kısa sürede mahalle sakinlerinin dikkatini çekiyor. Hiç biri olmazsa kâğıt ya da plastik toplayan insanlar bıraktıklarınızı alıyorlar. Hem kaplarınız ortadan kaybolduğu için sinirleniyor hem de hayvanlarınız susuz kaldığı için üzülüyorsunuz. Bazen kendinize hâkim olamıyor ve isyan ediyorsunuz.
Yine gelen iletiler aracılığı ile birçok kişinin bu konuda çevresi ile tartıştığını okuyorum. Belki haklısınız hayvanlar susuz, fakat bu gibi tartışmalar esnasında onlar daha fazla zarar görüyor. Yükselen seslere kulak veren diğer mahalle sakinleri bir süre sonra gizlice sizi takip etmeye ve bıraktığınız suları, mamaları atmaya kalkabiliyor.
Bu sorunun çok basit bir çözümü var aslında. İnsanlara bir kap suyun hayat kurtardığını anlatmaya çalışıp hayvanları hedef nokta gibi göstermek yerine; kimsenin dikkatini çekmeyecek gizli noktalara, (örneğin; çiçeklerin arasına) şeffaf plastik kaplara su doldurup bırakabiliriz. Böylece hem hayvanlarımızı susuz bırakmamış, hem kaplar atılmayacağı için gerilmemiş, hem de hayvanları hedef gibi göstermemiş oluruz.
Yazışmalar esnasında su kaplarının atılmasını engelleyecek fikirler öne sürülürken en çok dikkatimi çeken çözüm şu olmuştu. Kapların üzerine yazılacak bazı ibareler sayesinde herkes bunların hayvanlar için olduğunu anlayacak, ardından belki bir kısmı onlara dokunmayacaktı. Fakat burada da bırakılan kapların içerisine suyun dışında hayvanlara zarar verebilecek maddelerin konulması gibi bir risk var. Böyle bir durumda verilebilecek zarar çok daha büyük olabilir.
Bundan yıllar önce yaşadığım sitede sabit bir noktaya kediler için mama ve su kapları bırakmıştım. Görünürde herkes onları seviyordu, fakat zamanla fikirler değişti ve sitenin üç kedisi herkesin gözüne batmaya başladı. Anladım ki bu davranışım hatalıydı. Eğer onları gizli yerlerde beslemiş olsaydım belki bugün aynı yerde huzur içinde yaşamaya devam edebileceklerdi. Eminim birçoğunuzun benzer bir hikâyesi vardır.
....
Onlar sokak hayvanları…
Ev kedileri gibi tombul, yumuşak karakterli olmamalı. Her gün köşe başında yolunuzu gözlememeli. Düzenli yemek saatleri olmamalı, yemek için peşinizden koşmamalı, siz olmadan da hayatına devam edebilmeli. Çünkü bunlara alıştığında bize bağımlı kalıyor ve bir süre sonra hayvan sevmeyen kişiler tarafından hedef oluyor, zarar görüyor. Hatta çoğu zaman bunun bedelini hayatıyla ödüyor.
Onlar için gerçekten bir şeyler yapmak istiyorsak, yaralı olana yardım edelim, sokakta yaşayamayacak olanlara yuva sunmaya çalışalım. Kontrollü kısırlaştırma yoluna gidelim, çoğalmalarını engelleyelim. Elbette mama ve su bulmalarına yardım edelim.
Fakat yardım etmek isterken onları bize bağımlı hale getirmeyelim, bunu onların iyiliği için yapalım...
Normal şartlarda böyle sıcaklarda herkesin kapısının önüne bir kap su bırakması gerektiğini düşünürüz. Fakat gelin görün ki işin gerçek yanı böyle değil. Sokaklara bırakılan su kaplarının yok olması ise son günlerde posta kutumda en sık rastladığım sorunlardan bir tanesi.
“Bir tas suyun kime ne zararı olabilir ve neden ortadan kaldırır?” diye düşünür dururuz.
Aslında mama kaplarımızın ortadan kaldırılması gibi, su kaplarımızın ortadan kaldırılması da doğal! Sebep hep aynı, “eğer buraya alışırlarsa sürekli gelirler, bir süre sonra ortalık kedi, köpekten, pireden geçilmez olur.”
Hepimizin bildiği gibi insanoğlunun kendisinden güçsüz bir canlıyı ezme dürtüsü çok yüksek. Yoksa kentin çarpık yapılaşması neden sokak hayvanı sorunundan sonra gelsin değil mi? Fakat buna kimsenin gücü yetmiyor, dolayısı ile herkes gücünün yettiği yere uzanıyor.
Çevreye bırakılan birbirinden renkli su dolu yoğurt kapları, kısa sürede mahalle sakinlerinin dikkatini çekiyor. Hiç biri olmazsa kâğıt ya da plastik toplayan insanlar bıraktıklarınızı alıyorlar. Hem kaplarınız ortadan kaybolduğu için sinirleniyor hem de hayvanlarınız susuz kaldığı için üzülüyorsunuz. Bazen kendinize hâkim olamıyor ve isyan ediyorsunuz.
Yine gelen iletiler aracılığı ile birçok kişinin bu konuda çevresi ile tartıştığını okuyorum. Belki haklısınız hayvanlar susuz, fakat bu gibi tartışmalar esnasında onlar daha fazla zarar görüyor. Yükselen seslere kulak veren diğer mahalle sakinleri bir süre sonra gizlice sizi takip etmeye ve bıraktığınız suları, mamaları atmaya kalkabiliyor.
Bu sorunun çok basit bir çözümü var aslında. İnsanlara bir kap suyun hayat kurtardığını anlatmaya çalışıp hayvanları hedef nokta gibi göstermek yerine; kimsenin dikkatini çekmeyecek gizli noktalara, (örneğin; çiçeklerin arasına) şeffaf plastik kaplara su doldurup bırakabiliriz. Böylece hem hayvanlarımızı susuz bırakmamış, hem kaplar atılmayacağı için gerilmemiş, hem de hayvanları hedef gibi göstermemiş oluruz.
Yazışmalar esnasında su kaplarının atılmasını engelleyecek fikirler öne sürülürken en çok dikkatimi çeken çözüm şu olmuştu. Kapların üzerine yazılacak bazı ibareler sayesinde herkes bunların hayvanlar için olduğunu anlayacak, ardından belki bir kısmı onlara dokunmayacaktı. Fakat burada da bırakılan kapların içerisine suyun dışında hayvanlara zarar verebilecek maddelerin konulması gibi bir risk var. Böyle bir durumda verilebilecek zarar çok daha büyük olabilir.
Bundan yıllar önce yaşadığım sitede sabit bir noktaya kediler için mama ve su kapları bırakmıştım. Görünürde herkes onları seviyordu, fakat zamanla fikirler değişti ve sitenin üç kedisi herkesin gözüne batmaya başladı. Anladım ki bu davranışım hatalıydı. Eğer onları gizli yerlerde beslemiş olsaydım belki bugün aynı yerde huzur içinde yaşamaya devam edebileceklerdi. Eminim birçoğunuzun benzer bir hikâyesi vardır.
....
Onlar sokak hayvanları…
Ev kedileri gibi tombul, yumuşak karakterli olmamalı. Her gün köşe başında yolunuzu gözlememeli. Düzenli yemek saatleri olmamalı, yemek için peşinizden koşmamalı, siz olmadan da hayatına devam edebilmeli. Çünkü bunlara alıştığında bize bağımlı kalıyor ve bir süre sonra hayvan sevmeyen kişiler tarafından hedef oluyor, zarar görüyor. Hatta çoğu zaman bunun bedelini hayatıyla ödüyor.
Onlar için gerçekten bir şeyler yapmak istiyorsak, yaralı olana yardım edelim, sokakta yaşayamayacak olanlara yuva sunmaya çalışalım. Kontrollü kısırlaştırma yoluna gidelim, çoğalmalarını engelleyelim. Elbette mama ve su bulmalarına yardım edelim.
Fakat yardım etmek isterken onları bize bağımlı hale getirmeyelim, bunu onların iyiliği için yapalım...
03/07/2007
Hacer Gani
editor@minikpati.com
editor@minikpati.com
Tüm Editörün Köşesi Haberleri
- Hayallerimin gerçekleştiği yer
- Pet, Petstar, Petshop, Hayvanlar
- Kısırlaştırma Kampanyamız Hakkında
- Hayvan Dostlarına Çağrı
- Veterinerlik Andı
- Hayvancıklar
- Üsküdar Barınağındaki Şenlik
- Fotoğraf Yarışması Sonuçları
- Yarışmada Son Bir Hafta!
- Antalya’da Soykırım
- Minik Pati Fotoğraf Yarışması
- Yavru Kediler ve Süt Anne Arayışları
- Sigara mı? Sevdiğimiz Patiler mi?
- Bir Kaç Küçük Tavsiye
- Yeni Yılınız Kutlu Olsun
- Bayramda Bir Can Bağışlayın!
- Bayat Mama Hayvanınızı Öldürür!
- Kısırlaştırma Kampanyamız Sona Erdi!
- Kalbimizdesin
- Kısırlaştırma Kampanyamız Başladı
- Minik Pati’den Yeni Haberler
- İşkence Hikayeciliği Üzerine
- İki Uzaylı
- Aşık Tekir, Türküleriyle Karşınızda
- Köpeğim Asla Isırmaz Diyenlere
- Partilerden Cevaplar Geldi !!
- Seçimlerde Oyumu Onlara Vereceğim
- Susuzluk Ve Su Kapları
- Minik Pati Üyelerine Bilgi Mesajı
- Peri Bacalarında Bir Tekir Kedi
- Şekerli Yoğurt Hikâyesi
- Ödüller Sahiplerini Buldu
- Barınakta Bahar Şenliğine Gidiyoruz
- Üç Renkli Kediler Üzerine
- Nuh'un Gemisi ve Radyo Günleri
- Üçüncü Ayımızı Doldurduk
- Minik Pati Fotoğraf Yarışması
- Sokak Hayvanlarını Beslerken
- Minik Pati’den Herkese Teşekkürler
- Minik Pati Kulübe Kampanyası
- Hayvan Sahiplenmek Üzerine
- Komik Bir Sahiplendirme Hikâyesi
- Çağdışı Bir Anket
- Yeni Yılınız Kutlu Olsun
- Kışa Hazırlık
- Minik Pati'den Herkese Merhaba