Minik Pati, yardıma gereksinimi olan evcil hayvanların sahiplendirilmesi düşüncesiyle yapılmıştır. Sokakta da olsa, tehlikelerden uzak biçimde, sağlıklı olarak yaşayabilen hayvanların ilanları sitede yayınlanmaz. İlan sahibi, veteriner, konaklama, aşı parası gibi adlar altında, alıcıdan ücret talep edemez.

Editörün Köşesi

Şekerli Yoğurt Hikâyesi


Sanıyorum sekiz-dokuz yaşlarındaydım, evdeki herkes doğum günümü unutmuştu. Öyle inatçı ve gururlu bir çocuktum ki gün boyu hiç bir şey söylemedim kimseye. Bakalım hatırlayan olacak mı? diye bekledim… Akşam yemeği yeniyor, herkes kendi halinde takılıyordu. Belli ki herkes gerçekten unutmuştu. Birden sinirlendim ve “bugün benim doğum günüm!” diye bağırdım ortalığa. Bütün aile birbirine bakakalmıştı şaşkın.

Bilmem hiç denediniz mi, çocukken en sevdiğim şeylerden biri de yoğurdun içine şeker karıştırıp yemekti. O zamanlar yoktu ki çilekli ya da muzlu yoğurtlar, çeşit çeşit şekerlemeler. Kendimizce değişik tatlar yaratırdık. Doğum günü isyanımdan sonra babamın tüm iyi niyetiyle hazırladığı bir kâse şekerli yoğurtla karşımda dikilmesi, yıllardır her sene doğum günümde bana hatırlatılır. Küçük yaşlarda kızdığım bu esprinin aslında ailem tarafından ömrüm boyu yapılmasını istediğimi fark ettim. Üç dört sene evvel küçük kardeşimin Bosna’da askerlik yaparken gönderdiği cep telefonu mesajında “Doğum günün kutlu olsun, mutlu ol senelerce, babam sana şekerli yoğurt yapmış, yiyeceksin güle güle” yazması bile gün boyu ağzım kulaklarımda gezmeme neden olmuştu.

O gün bugündür (herhalde ne olur ne olmaz düşüncesiyle) her sene inanılmaz heyecanlanır, kendimi tutamaz, bir ay önceden hatırlatmaya başlarım çevreme, “doğum günüm yaklaşıyor”.

Bu yıl hariç!

23 Nisan’ı tatil değerlendirip eşimle uzun bir motor yolculuğu yaptık. Kapadokya ya kadar motorun arka kısmında otururken bol bol düşünme fırsatım oldu. Yaklaşık on saat boyunca konuşma ve hareket etme şansınız olmadığında ister istemez düşünüyorsunuz bir sürü şeyi. Sonra doğum günümün yaklaştığını düşündüm ve fark ettim ki, bu sene doğum günüm için eskisi gibi heyecanlı değilim. Galiba bu yüzden kimselere “doğum günüm geliyor yaşasın!” diye şebeklik yapmadım.

Yaşadığım bu garip psikolojinin ne olduğunu anlamak için benden yaşça büyük birkaç arkadaşıma çaktırmadan konuyu açtığımda ise “aman canım ne olacak 30 yaşına giriyorsan, ya biz ne yapalım?” dediler, sustum kaldım. Galiba ilk kez korkuyorum. Korkum yaşlanmak değil. Büyüklerimin ya da sevdiklerimin de benimle birlikte yaşlanıyor olması. Galiba onları kaybetmekten korkuyorum. İlk defa zamanın akıp gittiğini anladım. Büyüdüğümü anladım. Yaşımı söylerken kullandığım yirmili rakamlar hiç büyüdüğümü düşündürmemişti bana.

Yine boğazım düğüm düğüm oldu. Bir an önce gelse de geçse şu 21 Mayıs.

İzninizle sevdiklerimle uzun yıllar sağlıklı ve mutlu bir hayat diliyorum kendime ve sizlere tabii.

Bugün benim doğum günüm, mutlu olayım senlerce, babam bana şekerli yoğurt yapsın, afiyetle yiyeyim güle güle...
21/05/2007

Tüm Editörün Köşesi Haberleri